“Doli; evden, kocasından
ve çocuklarından iyice bunalmıştı. Yaz ayını kız kardeşinin evinde geçirmişti
ve bu çok üzüyordu onu, ne yapsaydı? Kocası onların yüzüne bile bakmıyordu.
Kafasını dağıtmak için Anna’ya gitmeye karar verdi ve yola koyuldu.
At arabasıyla gidilen 4-5 saatlik yol boyunca Doli’nin her şeyi fazlasıyla
düşünme fırsatı olmuştu.
Anna’nın belki de kocasını terk edip Vronski ile yaşamaya başlaması kötü
görünüyordu ama aşkının peşinden koşmuştu. Pörsümüş, anlaşılması imkansız, aşk
ve meşkten zerre anlamayan kocasını; onu ev işlerini yapacak ve çocuğunu
büyütecek bir kukla gibi gören, aşık olmadığı kocasını ne pahasına olursa olsun
terk etmişti. –Maalesef oğlunu, da- Vronski ile birlikte mükemmel bir aşk
macerasına koşmuşlardı. Bir yandan sosyeteden dışlanmış, oğlunu ve kocasını
böyle alçakça terk ettiği için insanlar tarafından iğrenilen biri olmuştu, ona
keza Kont Vronski’yi de kimse sevmiyordu artık. Diğer yandan ise, aşklarını
doyasıya yaşıyor, doyasıya sevişiyor ve seyrediyorlardı birbirlerini. Bu aşk
Anna’yı kıskanılacak ölçüde güzelleştirmiş ve çok daha fazla çekici kılmıştı.
Doli her ne kadar başta kararsız da kalmış olsa, şimdi Anna’nın en doğru şeyi
yaptığına inanıyordu. O da en azından 4 veya 5inci çocuğunu doğurmadan önce ona
yapılan kurlara kayıtsız kalmasaydı şimdi bu işkence dolu hayatı çekmek zorunda
kalmayacaktı.
Yol bitti, Doli ve Anna uzun zamandan beri nihayet birliktelerdi. Anna, Doli’yi(yengesi
aynı zamanda) herkesten çok severdi. İkisi de sırlarını sadece birbirlerine
anlatırlardı.
Doli; Vronski’den kardeşine çektirdiği acılar nedeniyle pek hoşlanmasa da onun
tarafından çok iyi karşılanmıştı. Sohbet etme fırsatı bulduklarında ise Doli,
Anna’nın dünyanın en şanslı insanlarından biri olduğunu düşünmüş ve kocasını
terk etmesinin nedenini çok iyi anlamıştı. Vronski gibi bir erkek olabilir
miydi? Kibar, ölçülü, kültürlü; sesi ve ses tonunu Doli’nin Vronski’yi
dinleyememesine neden oluyordu. Bakışlarındaki masumiyet ve aşk, vücudunun
şekli, Anna’nın sonuna kadar haklı olduğunu haykırıyordu.
Zaman geçirmek için, sırayla eşlerin değiştirildiği Tenis oyunu Doli’nin pek
hoşuna gitmemişti, fakat yatağına yatıp gözlerini tavana diktiğinde Veslovski’nin
tenis oynarken kolları ve gövdesinin nasıl da çekici olduğunu düşünüyordu ki o
sıra Anna girdi içeri. Onca zaman konuşamadıkları şeylerin acısını bir gecede
çıkarmaya çalıştılar.
Ertesi gün Doli, kafasının rahatladığını ve çocuklarına düşündüğü şeyler için
çok haksızlık ettiğini farkına vardı. Bir an evvel onları görmek ve onlarla
doyasıya hasret gidermek için dönüş yoluna koyuldu.
Şimdi her şey gözüne daha güzel görünüyordu ve kocası dışında hayatındaki her
şeyden memnun olduğuna karar verdi. Ah şu kocasını zamanında terk etmiş olsaydı..”
ve
Uyumuşum. Geri kalan 200 sayfada beni neler beklediğini biliyorum fakat Doli’nin
Vronski’yi tasviri beni öyle etkilemiş ki, gecenin geri kalınında Vronski’yleydim.
Okuduğum ilk kitabın bu Graf lev Nikolayeviç Tolstoy.
İyi uykular.
N.
Not: Bil ki benim için Senden önce Fyodor Mihayloviç Dostoyevski gelir,
yaşadığınız hayatlar nedeniyle küçük bi önyargı diyelim biz bu seçime.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yap