"Bir toplumun uygarlaşması, o toplumun kendi geçmişini yargılamasıyla başlar. Kendi geçmişini yargılamayan bir toplumun uygarlaşması düşünülemez. Gerçi yargılama terimi geniş bir anlam taşır. Siyasal, kültürel, ekonomik, inanç ve insan hakları gibi konuları içermektedir. Bunlar içinde toplumun gelişmesinin önünde en büyük engel hiç kuşkusuz dini inançtır.
İnancını yargılamamış toplumların medeni dünyanın en gerisinde kalan toplumlar olduğunu tartışmaya gerek yoktur.
Günümüzde kadın hakkı diye bir hakkın tartışılması insanoğlunun en büyük ayıbıdır. Birilerinin hakkı tartışılıyorsa, onların hakları elinden alınmış olduğu içindir.
İnsan kendini koruyamadığı veya korktuğu doğa karşısında aciz kaldığı için çareyi tapınmada bulmuştur. Bu korkuya dayalı arayışlar Tanrıları yaratmıştır. Bu tanrıların hakim sınıflar için hiçbir anlamı TABİİ Kİ yoktur. Yoksulun yaratıp var ettiği inanç kurumları egemen sınıflar tarafından gasp edildikten sonra, halkı korkutmak ve kendi egemenliklerine boyun eğdirmek için kullanılmıştır.Böylece insanoğlu kendi yarattığı tanrıdan kendisi korkar olmuştur. Belki diyeceksiniz ki "İnsan kendi yarattığından korkar mı?" Korkar! Tıpkı atomu yapıp sonra da karşısında çaresiz kaldığı gibi.."
Semavi dinlerin tüm kitapları neden erkeklere hitap eder?
Kadın semavi dinlerin Tanrı'sına göre ikinci sınıf mıdır?
Erkek cinsi neden kadınların namusundan sorumlu olsun? Onların namusları neden bizden sorulmuyor?
Namus cinsel organ mıdır? Eğer öyleyse bize ait olan bir uzuvdan erkeklere ne?
Semavi dinlerin getirdiği süregelen erkek egemen sistem, savaşan; çatışan, üstünlük kurma çabası adına her şeyi mübah gören; eşitliksiz bir sistemdir ve kadın gücünü hiçe sayar.
Hiçbir toplum ataerkil sistemi haketmez, anaerkil olalım ve eşitlik, adalet, barış gelsin dünyaya.
Hadi, hep birlikte çalışırsak başarırız.
Ellerinize, kalbinize, düşüncelerinize sağlık Hıdır Bey. Yüreğimin en güzel yerindesiniz.
Öperim,
N.
İnancını yargılamamış toplumların medeni dünyanın en gerisinde kalan toplumlar olduğunu tartışmaya gerek yoktur.
Günümüzde kadın hakkı diye bir hakkın tartışılması insanoğlunun en büyük ayıbıdır. Birilerinin hakkı tartışılıyorsa, onların hakları elinden alınmış olduğu içindir.
İnsan kendini koruyamadığı veya korktuğu doğa karşısında aciz kaldığı için çareyi tapınmada bulmuştur. Bu korkuya dayalı arayışlar Tanrıları yaratmıştır. Bu tanrıların hakim sınıflar için hiçbir anlamı TABİİ Kİ yoktur. Yoksulun yaratıp var ettiği inanç kurumları egemen sınıflar tarafından gasp edildikten sonra, halkı korkutmak ve kendi egemenliklerine boyun eğdirmek için kullanılmıştır.Böylece insanoğlu kendi yarattığı tanrıdan kendisi korkar olmuştur. Belki diyeceksiniz ki "İnsan kendi yarattığından korkar mı?" Korkar! Tıpkı atomu yapıp sonra da karşısında çaresiz kaldığı gibi.."
Semavi dinlerin tüm kitapları neden erkeklere hitap eder?
Kadın semavi dinlerin Tanrı'sına göre ikinci sınıf mıdır?
Erkek cinsi neden kadınların namusundan sorumlu olsun? Onların namusları neden bizden sorulmuyor?
Namus cinsel organ mıdır? Eğer öyleyse bize ait olan bir uzuvdan erkeklere ne?
Semavi dinlerin getirdiği süregelen erkek egemen sistem, savaşan; çatışan, üstünlük kurma çabası adına her şeyi mübah gören; eşitliksiz bir sistemdir ve kadın gücünü hiçe sayar.
Hiçbir toplum ataerkil sistemi haketmez, anaerkil olalım ve eşitlik, adalet, barış gelsin dünyaya.
Hadi, hep birlikte çalışırsak başarırız.
Ellerinize, kalbinize, düşüncelerinize sağlık Hıdır Bey. Yüreğimin en güzel yerindesiniz.
Öperim,
N.