Akşamına Murat'ın bi arkadaşıyla buluştuk, şu Cafe Landtmann'da; tarihi ve müthiş bir bina ama asıl orayı gözüme kestirmiş olmamın nedeni Freud'un orada takılıyor olması. Haklıymış, bahçesi değil artık ama iç mekanın güzelliğini anlatamam. Şu avrupalıların mekanları bu kadar iyi korumasına her zaman hayran olmuşumdur. Tarihi herşeyi, eski görüp parçalama, korumama, önemsememe bi bizde mi var bilmem ama çok iç parçalayıcı açıkçası. Beş sene önce istanbula giden biri şu an tanıyamaz orayı. Ya da İzmir'e. Farketmez, tarihi doku koruma kültürümüz sıfır. Neyse.
Rathausplatz Film festivali vardı gittiğimiz dönemde, büyük bir park düşünün, bir perde kurmuşlar, istere film izle ister arka bölümde dünya mutfaklarından yemek ye içki iç, istersen yiyip içerken izle filmini, avusturya mutfağı, çin mutfağı, hint mutfağı.. ne ararsan. Bi biz Türkler standart açmamışız, koy oraya bi dönerci, yesin millet ama yok kaliteli işlerde yer almayalım mazallah.
Rathausplatz'ın tam karşısında Burgtheater var, neoklasik bir yapı ve dünyanın en önemli tiyatrolarından, Hitler ikinci dünya savaşına çağrı için geldiğinde buradan seslenmiş millete, birkaç gün sonra gördük bi müzede fotoğrafları, asılmış tiyatroya nazi bayrakları boydan boya, o koca Rathausplatz dopdolu avusturyalılarla, sorgulamamışlar bile direkt sempatizanı olmuşlar Hitlerin ve almanlardan daha ırçılarmış. Landtmann da hemen onun solunda.
Şaraplarımızı söyledik, oturduk arkadaşımızı bekliyoruz. Dünya bankasında çalışıyor, İstanbuldan atanmış, birkaç yıldır da ordalar. Sarmaş koklaş, muhabbet ilerleyince yaşadığı bir durumu anlattı. Kızını iyi bir avusturya okuluna yazdırmışlar, gayet hareketli ve konuşkan bir kızken okula başlayınca içine kapanmış çocuk, bi süre sonra anne baba merak edip okula gitmişler, izlemişler sınıfta çocuğu, öğretmen tüm çocukları etrafına topluyor bizimki dışlarında kalıyormuş, baba gidip öğretmenle konuşmuş, kızımızı da aranıza almak için çaba sarfeder misiniz demiş öğretmene, öğretmen yapmayacağını söylemiş, müdürle mi konuşayım bu durum için demiş baba, öğretmen konuşabilirsiniz demiş. Neyse gitmişler müdüre anlatmışlar durumu, birşey yapamam demiş müdür, baba da ne yapalım yani alalım mı çocuğu okuldan demiş, müdür, alın tabii çok iyi olur diye karşılık vermiş. Sonra da karma bir okula yollamışlar çocuğu. Düşün dünya bankasında çalışan nüfuzlu da bir ailenin çocuğuna böyle davranıyorsa avusturyalılar, vasıfsızlara ne yapmazlar :D Irkçılık kanlarında var belki de.
Boyları posları dersen, derya maşallah. Kızlar da öyle uzun boylu fiziği düzgün olan da çok; etine dolgun da, kıyafetler hep temiz, ayaklarda nerdeyse Birkenstocktan başka bişey yok. Öyle güleryüzlü filan tabiki değiller ama kibarlar.
N.
Rathausplatz Film festivali vardı gittiğimiz dönemde, büyük bir park düşünün, bir perde kurmuşlar, istere film izle ister arka bölümde dünya mutfaklarından yemek ye içki iç, istersen yiyip içerken izle filmini, avusturya mutfağı, çin mutfağı, hint mutfağı.. ne ararsan. Bi biz Türkler standart açmamışız, koy oraya bi dönerci, yesin millet ama yok kaliteli işlerde yer almayalım mazallah.
Rathausplatz'ın tam karşısında Burgtheater var, neoklasik bir yapı ve dünyanın en önemli tiyatrolarından, Hitler ikinci dünya savaşına çağrı için geldiğinde buradan seslenmiş millete, birkaç gün sonra gördük bi müzede fotoğrafları, asılmış tiyatroya nazi bayrakları boydan boya, o koca Rathausplatz dopdolu avusturyalılarla, sorgulamamışlar bile direkt sempatizanı olmuşlar Hitlerin ve almanlardan daha ırçılarmış. Landtmann da hemen onun solunda.
Şaraplarımızı söyledik, oturduk arkadaşımızı bekliyoruz. Dünya bankasında çalışıyor, İstanbuldan atanmış, birkaç yıldır da ordalar. Sarmaş koklaş, muhabbet ilerleyince yaşadığı bir durumu anlattı. Kızını iyi bir avusturya okuluna yazdırmışlar, gayet hareketli ve konuşkan bir kızken okula başlayınca içine kapanmış çocuk, bi süre sonra anne baba merak edip okula gitmişler, izlemişler sınıfta çocuğu, öğretmen tüm çocukları etrafına topluyor bizimki dışlarında kalıyormuş, baba gidip öğretmenle konuşmuş, kızımızı da aranıza almak için çaba sarfeder misiniz demiş öğretmene, öğretmen yapmayacağını söylemiş, müdürle mi konuşayım bu durum için demiş baba, öğretmen konuşabilirsiniz demiş. Neyse gitmişler müdüre anlatmışlar durumu, birşey yapamam demiş müdür, baba da ne yapalım yani alalım mı çocuğu okuldan demiş, müdür, alın tabii çok iyi olur diye karşılık vermiş. Sonra da karma bir okula yollamışlar çocuğu. Düşün dünya bankasında çalışan nüfuzlu da bir ailenin çocuğuna böyle davranıyorsa avusturyalılar, vasıfsızlara ne yapmazlar :D Irkçılık kanlarında var belki de.
Boyları posları dersen, derya maşallah. Kızlar da öyle uzun boylu fiziği düzgün olan da çok; etine dolgun da, kıyafetler hep temiz, ayaklarda nerdeyse Birkenstocktan başka bişey yok. Öyle güleryüzlü filan tabiki değiller ama kibarlar.
N.