20 Mart 2015 Cuma

Yalnızlığın keşfi - Paul Auster

Sebahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sı nasıl etkilediyse bu kitap da beni öyle etkiledi.

İki bölümden oluşuyor, "Görünmeyen bir adamın portresi" ve "Anı Kitabı"..

Auster; babasının ölümünden sonra, onunla yaşadıklarını, onun davranışlarından nasıl etkilendiğini müthiş bir dille anlatıyor. Benim çocuğum olursa onu nasıl yetiştiririm korkum zaten vardı, fakat bunu daha çok arttırdı.

" Beckett 'Alışkanlık öldürücü bir şeydir' der. Zihin somut belirtilere tepki göstermezse, duygusal belirtilerle karşı karşıya kalınca ne yapar?"

"Ölmüş bir adamın eşyalarıyla yüz yüze gelmekten daha korkunç bir şey olmayacağını öğrendim. Eşyalar cansız şeylerdir: Yalnızca kendilerinden yararlanılan yaşamdaki işlevleriyle anlam kazanırlar. O yaşam sona erince, aynı kalsalar bile, yine de değişirler. Hem vardırlar, hem yokturlar; Artık ait olmadıkları bir dünyada kalıp yaşamaya mahkum olan somut hayaletlerdir. Örneğin, artık gelip kapıyı açamayacak bir adamın yeniden kullanması için sessizce bekleyen bir dolap dolusu giysi için ne düşünülebilir ki?"

"Başka birinin yalnızlığına girmenin olanaksız olduğunu anlıyorum. Bir başka insanı az da olsa, tanıyabileceğimiz doğruysa, bu ancak o kişinin kendini tanıtmak istediği ölçüde gerçekleşebilir. Birisi: Ben üşüyorum, diyebilir. Ya da hiçbir şey söylemez, biz onun titrediğini görürüz. Her iki durumda da onun üşüdüğünü biliriz. Ama ya adam ne bir şey söylüyor, ne de titriyorsa?.."

'"Düşgücü etkinliğinin ilk izlerini mutlaka çocuklukta aramamız gerek. Çocuğun en çok severek ve kendini vererek yaptığı iş oyundur. Belki de her çocuğun oyun oynarken düşgücü güçlü bir yazar gibi davrandığını, kendine bir dünya yarattığını, ya da daha doğrusu, kendi dünyasındaki şeylerin yerini değiştirip onlara yeni bir düzen verdiğini söyleyebiliriz.. Onun bu dünyayı ciddiye almadığını düşünmek yanlış olur; yam tersine, oyunu çok ciddiye alır çocuk ve oynarken oldukça fazla kullanır duygularını." Freud

"Bu iki köpek benim ağabeylerimdir" demiş ikinci yaşlı adam. "Bu katır benim karımdır", demiş üçüncüsü. Bu başlangıç cümlelerinde tasarımın özü yatmaktadır. Çünkü bir şeye, gerçek dünyadaki gerçek bir nesneye, bir hayvana örneğin, bakıp da onun şuanda olduğundan başka birşey olduğunu söylemek ne anlama gelir? Her şeyin çifte yaşamı olduğu, hem dünyada, hem de zihnimizde bu yaşamlardan herhangi birini yok saymanın o şeyi iki yaşamda birden öldürmek olduğu anlamına gelir.'

Orhan Hoca'dan aldım okumak üzere ama en kısa zamanda edinip tekrar okumalıyım.

Belki tek bir cümlesi üzerine saatlerce düşünmeniz gereken bir kitap. Şiddetle tavsiye ediyorum. Okuyunuz.

Sevgiyle kalın.N.