25 Kasım 2011 Cuma

Gelecek de birgün gelecek.

Ne garip di mi hayat? Hep var olacağını düşünüyoruz hayatımızdaki şeylerin, insanların hep yanımızda kalacağını; gözümüzün önünde olacaklarını; onlardan her daim haber alacağımızı düşünüyoruz, Yahut en sevdiğimiz kalemimizin bigün kırılacağını hiç düşünmüyoruz misal. Hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz. Hiç ayılmayacak gibi içiyoruz di mi. Ayılınca da hiç sarhoş olmayacak gibi hissediyoruz.


Yitirilmiş canlı cansız her şey ne kadar kolay unutuluyor, nasıl da kısa sürede alışılıyor onlarsız bir yaşama. Nasıl nankör insanoğlu..

Hiiiç unutulmayacak anılar unutuluyor, hayattan hiiiç çıkarılmayacak sanılan insanlar çıkarılıyor, karış karış bildiğiniz; sevdiğiniz şehirler efsane olmaktan bile uzak kalıyor size, öyle yabancılaşıyoruz geçmişimize nasıl bir hızla uzaklaşıyorsak ondan artık aklımızın kıyısını bile doldurmuyor varlığı.

Anlayacağınız çok berbat bi dünyada yaşıyoruz, iki ucu boklu değnek. Geçmişle yaşasan; her türlü (iyi ya da kötü anılar) bunalımdan çıkamazsın, Unutsan geçmişi; onca canlı cansız varlığa ihanet etmiş olursun.

gtrhg
TNRTY
nG
nUY
kUI
G
Bf.
.

23 Kasım 2011 Çarşamba

0,8

Bak aklıma ne geldi.

Benim çok sevgili bi kardeşim var biliosunuz ki, 0,8. Sevgilisi de Stefan.

Aralarında geçen bir olay var.


0.8'in ağzından olay:

Biliosun abla Stefan Berlin'de okuyo. Onun yanına gittim bak taa nerden nerelere.. Neyse sabah kahvaltı hazırladım buna ama sofrada bi kuş sütü eksik, bu da bilgisayarın başında Wow oynuyor, yanına gittim;
-Kuşum kahvaltı hazırladım hadi gel
-Tamam
(Bekliyorum gelen yok, yeniden gittim yanına)
-Hayatım kahvaltı hazır
-Hıhı
(Hala bekliyorum)
-Aşkım hadisene..
-Tamam
(Sinirleniyorum ve yeniden gidiyorum içeri) Bağırarak;
-Nefis bi kahvaltı hazırladım, iki saattir sen bekliyorum, her şey soğudu, buraya kadar gelip sana kahvaltı hazırlıyorum umurunda bile değil, sen zaten beni umursamıyosun  vs.vs.vs.vs.vs.vs.vs.v.s.......
Bunun üzerine Stefan'da bağırarak;
-Ne bağırıyosun bee, git kendin yap kahvaltını.

Kardeşimin uzun zaman önce bana anlattığı şekliyle olay buydu. Ama geçenlerde Stefan'la sevgilimi konuşurlarken duydum, bu olaydan söz ediyorlar.

Stefan'ın ağzından olay:

0.8 yanıma gelmişti, sabah Wow oynuyorum deli gibi bi savaşın içindeyim, bu birden geldi bağırmaya başladı hiç bişey yokken, bi bok anlamadım neden bağırıyo bu diye düşünürken savaşımı böldüğü için ben de ona bağırdım;

-Nefis bi kahvaltı hazırladım, iki saattir sen bekliyorum, her şey soğudu, buraya kadar gelip sana kahvaltı hazırlıyorum umurunda bile değil, sen zaten beni umursamıyosun  vs.vs.vs.vs.vs.vs.vs.v.s.......
Bunun üzerine Stephan'da bağırarak;
-Ne bağırıyosun bee, git kendin yap kahvaltını.(İçimden;Savaşımı yarıda böldün, ne baaarıyon)

18 Kasım 2011 Cuma

Eşki sözlük yazarına "Dine hakaret davası"

Bu haberleri okudukça sinir krizleri geçiriyorum, nasıl normal şeyler yazcam ben?

Habere bak şimdi; http://www.odatv.com/n.php?n=eksi-sozluk-yazarina-dine-hakaret-ettin-davasi-1711111200 adamın biri ekşi sözlükte "din saçmalığı" diye bir isim atmış ortaya anladığım kadarıyla, sonra hükumet buna 9 ayla 1,5 yıl arası hapis istemiyle dava açmış. Gerzekler! Dünyadaki tek din onlara ait sanki.

Gazeteciyi sustururlar, araştırır; bilir; yazmak ister özgürce bildiğini; aydını sustururlar, sürükleme kapasitesi vardır insanları peşinden, o da araştırır; askeri sustururlar, eğitimli, akıl yürütebilir ve istendiği an vatanı için canını verebilir. Anlarım hükumeti, çünkü bu adamların susturulması insanları koyun yapabilmenin en mantıklı yoludur, kaldı ki bu adamlar susturulursa insanlar farketmeye bilir, işi yoktur genelde bu adamlarla insanların. Fakat kendi aralarından biri giderse fark etmeleri belki de isyan etmeleri gibi bi olasılık var. Bu adamlar nasıl bu denli kendilerine güveni sağlamışlar bakar mısınız? Milletin kılını bile kımıldatmayacağından nasıl da eminler, nasıl göğüslerini gere gere istedikleri her haltı yapabiliyorlar..

Nasıl bi milletiz biz? Kendilerinden olmayanın canına okuyolar diye hepimiz onlardan olana kadar beklicez mi?

Gururumuzu, Özgürlüğümüzü, Atamızı ezdiriyoruz. Daha istiyor musunuz durmadan devam etmelerini?

Tümgeneral Mustafa Bakıcı, İnternet andıcı davasından yargılanacakken firar etmiş, Rusya'da falanmış haberlere göre, interpolle aranıomuş. -Kurduğunuz hükümdarlığı devam ettirceksiniz diye daha neler yapaçaksınız kimbilir?- Adamı interpolle aratıolarmış, şaka gibi. Helal olsun adama, en doğrusunu yapmış.

Bak bak, aman okumasınlar sonra maazallah beni de atıverirler hapse.

Allah topunun belasını versin.
Sevgiyle kalın.

15 Kasım 2011 Salı

Ulusa!

Ülkemi güya yöneten hükumetle ilgili aslında uzun zamandır süregelen bir memnuniyetsizliğim var. Bu memnuniyetsizlik şu sıralar ayyuka çıktı.

Biliyorsunuz ki ardı arkası kesilmeyen şehit haberlerinden sonra birkaç hafta önce Van'da deprem olduğunu öğrenmiş ve vatan olarak seferber olmuştuk, evini kaybedip soğukta üşüyen; yiyecek bir lokma yemek bulmakta zorlanan yurttaşlarımız için. Biraz olsun vicdanımızın rahatladığını hissediyorduk, ta ki yardımlarımızın yağmacıların vs ellerinde olduğunu öğrenene kadar. Hiçbir erek olmadan, boku bokuna şehit düşen vatan evlatlarımıza "Yan gelip yatanlar" diyen, oy toplayamadığı için bizi gavur ilan eden hükumetin gözüne kulağına zeval geldi herhalde ki ulaşmayan yardımlarla ilgili çıkıp tek kelime etmiyorlar. Biz çoktan anlamıştık zaten de gavur olmayanların da, hükumetin insan hayatına hiç mi hiç değer vermediğini anlayacaklarını umuyoruz(?).

Her şeyden geçtim. Atam'ın ölüm döşeğinde bile kutlanmasını arzu ettiği Cumhuriyetimiz'in yıl dönümünü kutlamayacak, ardından Yılmaz ÖZDİL'in dediği gibi;  http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19252191.asp Vahdettin'i anma töreni düzenleyecek cürreti nasıl verdik ellerine? İçime bir şey yapamamanın acı öyle bir çöreklendi ki anlatamıyorum..

Bilmem kaç tane fikri hür yazarımız, aydınımız içeride, bilmem kaç tane; vatanımıza senelerce hizmet etmiş askerimiz içeride. Sebep? Hükumet arzusu. Henüz birkaç gün önce Kaşif Kozinoğlu'nu kaybettik. Hiram Abas cinayetiyle hiçbir farkı yok bana kalırsa, ha afedersiniz var tabi birinin faili meçhul ötekinin apaçık...

Üç maymun rolünü tüm layıkıyla yerine getiren çok sevgili hükümetim(?)i anlıyorum. Komünist bir ortamda değiliz, zaten hiçbir şekilde böyle birşeyin gerçekleşmesi ne Türkiye'de ne de başka bir ülkede mümkün bile değil. Komünizm tamamen bir ütopya; çünkü insan oğlunun içinde daimi bir hırs vardır az ya da çok. Para kazanma hırsı, yükselme hırsı, itaat edilme hırsı vs vs.. Biz halk olarak hükümetimizde bu erdemler(?)in hepsinin var olduğunu biliyoruz. Peki neden biz de hükümetimize özenip üç maymunu oynuyoruz? Onlara da çok yakışmıyor mu sizce? Gözümüzü, kulağımızı, ağzımızı açmamız için her birimizin ailesi birer şehit mi vermeli?

Rahatsız olma, lütfen uyu Türkiyem.
Bir sabah gözünü Osmanlı'da yahut Recepli Devleti'nde açmaman dileklerimle.
Sevgiyle kal.

14 Kasım 2011 Pazartesi

Kaç Leva kaç?

Benim bi kardeşim var biliosunuz. Sidik yarıştırıyoruz şu aralar. Evet yarıştırıyor muyuz, yarıştıralım; başla.. gibi bi diyalog olmadı ama ben aramızdaki gizli rekabeti biliyorum. Güya beni geçecek, haspam. Kimi, nerde geçiosun, geçtiğin insan kim biliyor musun? Böyle hırslarla bana gelme sevgili kardeşim, anamı da alır giderim bak. Aklını başına devşir.


Deyvit'i anladık da kız kaç Leva? Satın almak istiyorum 30 leva yeter mi?

Allahımmm, kendimi seviyorum, nasıl dalga geççem bununla diodum, nasıl zekiyim ya, nasıl da çıkardım espriyi hemen.

12 Kasım 2011 Cumartesi

Büyüksün Blogger

Sevgili kardeşim geçenlerde bi gönderide bulunmuş, Asansög (r yazamıo sanki salak :D). Ben bunun bi kitaptan falan alıntı olduğunu düşünüyorum tabi, en son Dostoyevski-Budala'yı okuyordu. Allah allah diyorum o devirde asansör yoktu bi kere, o kitap değil heralde; Olaslıksız'ı var bunun bitirdi kitabı ama ben elimi bile sürmedim; ondan muhtemelen, modern çizgileri var çünkü diyorum.


Onca düşündüm, meğer kendi yazmış gerzek :D Bikaç gündür hadi yayınla da okuyayım diye yalvarıom kıza resmen. Nasıl sürükleniyorum nasıl, anlatamam.


1- http://sifirondasekiz.blogspot.com/2011/09/asansogg.html

2- http://sifirondasekiz.blogspot.com/2011/11/asansogg-bolum-2-ofis.html

3- http://sifirondasekiz.blogspot.com/2011/11/asansogg-bolum-3-araba.html

4- http://sifirondasekiz.blogspot.com/2011/11/asansogg-bolum-4-havaliman.html

Devamı gelecekmiş..

Not: Blogger'a sevgilerimi gönderiyorum, o olmasa kardeşimin böyle bir yazma yeteneğinden haberim olacaktı ama bu denli değil :D Eeee ablasının kardeşi :P