30 Eylül 2011 Cuma

21 Eylül 2011 Çarşamba

AAAAAaaaaaAAAAA

Şu sıralar Abimlerin evine doğru yürüyen kardeşim az önce benim yanımdaydı.

-Len blogu okudun mu :D (ben)
-Okudum allaan gerizekalısı, ne kötülüon beni len?
-Daha çok şey yazcaktım da vs. vs. acıdım.

16 Eylül 2011 Cuma

Kendini bilmek

Üç aylık dedikodumuzu yapmış bulunmaktayız.

Gençlik! Kendini bilmek kadar mühim bişey daha yok. Hatta bir sözü var Yunus Emre'mizin "İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir..." diye devam eden. Rütbeniz ne kadar yüksek olursa olsun, kazandığınız para, tanıdığınız insanlar, gezip gördüğünüz kültürler ne kadar fazla olursa olsun. İsterseniz Cumhurbaşkanı olun en mühim devletin, isterseniz Bil Geyts vs vs çok geniş tutulabilir olacağınız şeyler ama kendinizi bilmediğiniz sürece, söylediğiniz sözü, sergilediğiniz davranışı bilerek gerçekleştirmediğiniz sürece birer HİÇSİNİZ.

Yaptığınız ya da yapmadıklarınızın hakkını verin lütfen, olmadığınız gibi davranmak size hiçbir şey kazandırmaz aksine gülünç duruma düşersiniz. Bu da sorun değil fakat düştüğünüz durumun farkında olmayışınız sizi gittikçe küçültür. Yapmayınız.

Hiç kimse sizin ne olduğunuzla, neyi ne kadar bildiğiniz, neyi ne derece iyi yada kötü yapa bilidiğinizle ilgilenmez.
Herkesin kendi hayatı var, ona ne sizden.

Bitti.
Dağılın.

14 Eylül 2011 Çarşamba

İşler dedim, gidişler dedim..


Vlat geldi. Sa:00:00 itibariyle normal hayatıma dönebilirim.

Gidelim Splintır.

13 Eylül 2011 Salı

Zaman kavramı kalmadı

Ve bügün işkencemiz bitiyor. Aksilik olmadığı takdirde Vlat bir sürpriz yapıp bu akşam kucağımızda olacak.
Ne çok özlemişim..

Annem hep "insan kuş gibidir." der, küçükken anlam veremezdim, eğer kuş gibi olsaydık istediğimiz zaman istediğimiz yere gider orda istediğimiz kadar kalır vıdı vıdı vıdı zırvalardım. Sürekli isteyerek olmasa bile birgün dünyanın bir ucunda diğer gün de diğer ucunda olabiliyoruz. Bulunduğumuz konumdan bir başka yere gidince sanki yıllardır seyahate geldiğimiz yerde yaşıyormuş gibi hissederiz geri geldiğimizde de hiç gitmemiş gibi. İnsanlar, şehirler, tarih kokan nesneler hepsi ama hepsi hafızamıza kazıya bildiğimiz kadardır ya da fotoğraflara. Akıp giden zamanı kimse durduramıyor, annemin fotoğraflarına bakıyorum, babamın, kardeşimin.. İyi bir şey mi bilmiyorum ama okuldayken geçmeyen zamanı artık durduramıyorum, yalvarıyorum resmen durması için ama nafile. Bazen, şu sıralar sürekli kafama takılan zamanının hızlı geçmesi düşüncem nedeniyle kendimi bir anda kırk yaşında bulacağım diye korkuyorum. Ha ebet bi gün yaşlanacağız ama n'olur en azından çalıştığım saatler dışında yavaş geçsin şu zaman. Bu kafa patlatmalarımın sonunda zaman kavramının göreceli olduğu konusunda kesin kanaat kıldım.

Vlat!
Hadi gelin bügün de gidelim.
Ben limonlu içmem ama.

11 Eylül 2011 Pazar

10 Eylül 2011 Cumartesi

Mazhar Alanson- New York Sokakları-Jazz 5

. Vlat'a. . Seni çok özledim.

9 Eylül 2011 Cuma

Nasıl Anlatsam

Bilmem ki nasıl anlatsam
Nasıl size derdimi.
Bir dert ki yürekler acısı
Bir dert ki düşman başına
Gönül yarası desem
Değil!
Ekmem parası desem
Değil!
Bir dert ki..
Dayanılır şey değil.

Orhan Veli Kanık

8 Eylül 2011 Perşembe

İstikrarsızlık

Elalem nasıl istikrarlı yazıyo arkadaş.. Hem paylaşım sıklıkları hem yazıların ana fikirleri nasıl da sürekli bir uyum halinde. Bana bak, ne yazdığım bile belli değil. Ama çözdüm; ben kendimden başkasına yazmıyorum, hep geleceğim için bu birikimler. Büyük ben olgunlaşınca, şimdiki üzüntü ve sıkıntılarımın anlamsızlığını çözünce; hem okusun; nasıl yavaş yavaş piştiğimi görsün hem de gülmekten ölsün diye :D

Niye beni kimse okumuyo, niye kimse yorum yapmıyo diye üzülüyorum bazen. Yazmaz tabi adam; sen ona hitap etmiyosun ki kendi kendine konuşuosun.

Vlat'a -9 gün kala.
Ne biçim özledim.

Muamma

Abim! Yalnız seçme hakkını size vermiyor Ekrem; kendi seçiyor.


Kendinizi bildiğinizden beri hayran olduğunuz bir varlık düşünün. Ben düşündüm, Ekrem Habiboğlu. Yanında içmeyi, susmayı, konuştuğumda kelimelerimin değerini, sabrı ve vücudu korumanın önemini(pek yapamasam da)öğrendiğim, malesef abim kategorisindeki olağanüstü şey. Bakınız kelimeler anlatmaya yetmez böyle yaratıkları; kalbindeki samimiyeti ağzının değil gözlerinin gülüşünden anlarsınız. Ne olursa olsun mutlaka istersiniz sizin olmasını ama abiniz olarak mı, arkadaşınız olarak mı yahut sayabileceğiniz tonla şey olarak mı bilmem. Her görüşümde onu, abim gelmiş diye atlayıveresim gelir kucağına çoğu zaman yaparım da. Bunla bi evlensem diye düşünmemiş miyimdir, e tabiki insanlar kahramanlarıyla evlenmeyi her şeyden çok ister ama şuna dikkatimi çekeyim; bu adam öyle bir abi ki, başka hiçbir şeyiniz olsun istemezsiniz. Sonsuz güven doludur(etrafımdaki mühim olan hemen herkesi tanımasına rağmen en büyük sırrımı ona taşıtırım), sonsuz sakinlik ve sonsuz sabır. Hayatımda onun gibisini tanımadım, tanıyacağımı da hiç mi hiç sanmıyorum. Bi kız vardı benden bir yaş küçük Ekrem Abimden de beş; bi gün oturuyoruz "Sana Ekrem diyeyim mi?" dedi, normalde abi derdi; Ekrem Abim de "Abiyi aradan kaldırmak çok şeyi değiştirir, lütfen Abi de bana; daha çok hoşuma gider" diye cevap verdi. Neden bilmiyorum hayatımın şahit olduğum en büyük cevaplarındandır. Doğrudur; bir abi eksikliğini delice bir hüzünle duyuyorum; Ne Abim ne de Ekrem Abim dolduramıyor bunu; yanımda değiller çünkü; beni tanıma olanakları yok, kendimi en düzgün şekilde anlatamıyorum onlara.. Nasıl acı veriyor abisizlik insana, bir bilseniz. Bi abin mi eksik kaldı diceksiniz ülkenin bu berbat halinde, Afrika'da milyonlarca minicik yavru malesef açlıktan ölürken; sana bi bu mu acı veriyor? Değil, keşke ağızıma attığım her lokmadan o yavruların da karnı doysa ya da keşke onların o küçücük bedenleri yerine benimki yok olsa..

Çok kötüyüm bu sıralar, evrendeki en küçük noktadan bile küçük olan sözde sıkıntılarım, ülkemin değiştirilen ve hiçbir şey yapamadığım düzeni(?), ŞEHİTLERİM, elimin yazmaya bile zor gittiği minicik bedenler, her gün erkekler(?) tarafından öldürülen kadınlarım, dünyanın her biryerinde hergün Türk ismimi lekeleyen hayvanlar ve abisizliğim nedeniyle boğuluyor gibi hissediyorum. Bu çaresizlik sanırım mahvedecek beni.

Bi ekrem lazım bana abilik yapacak, ülkeye düzen getirecek, orduya cesaret verecek, tüm merhametiyle dünyanın bütün yemeklerini ve bütün sevgisini o yavrulara ulaştıracak, gücüyle kadınları koruyacak ve onlara özgürlüklerini verecek, kendini bi bok zanneden; kadınlara el bile kaldıran hayvanlara ne yapacak bilmiyorum ama bi şekilde icabına bakacak.

"Tanrıların insanı kendine oyuncak diye yarattıklarına inanasım geliyor" Eflatun

Seni seviyorum Ekrem Abi.
H. Seni ondan daha çok seviyorum, hatta herşeyden çok.

Kardeşiniz ve Ablanız
N. ÖZTÜRK

4 Eylül 2011 Pazar

gvgnhffffffffgjn

Vlat! N'olur gel artık. Çok özledim seni.

Ölmek istiyorum ölmek. Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa. dsnaTmcehjxwOenruuvLnytq3G4ymxöcAhfnuxrAöearhKvneuMcxmeEsjkxöNsdfEkfdıjdSkvjıgvdfEsncvVydvbG5edcfdsuxcjİxzkjjösdıLufmhdEysnRcvydLshfvdEjgkfdj

1 Eylül 2011 Perşembe