19 Nisan 2019 Cuma

İyi ki doğdum

iyiki doğdum been. İyiki doğdum beeeen. İiyiki doğduğum, iyiki doğğduum, mutlu yıllar baaanaaa.

Doğum günlerimde çok coşkulu oluyorum.

İyi kötü yaşadığım her şeye,
iyi kötü vakit geçirdiğim herkese,
Bana yaşama sevinci katan,
yüzümü gülümseten,
zor şeyler yaşatan; bunlarla başa çıkma kabiliyeti kazandıran,
bana kahkaha attıran,
ağız dolusu beni güldüren,
beni kahreden,
üzüntüden perişan eden,
işimi sevdiren sevimli,
beni insanlıktan soğutan nemrut,
ağır eleştiriler aldığım,
hiç eleştiri almadığım; kilo aldığımda bile oh çok yakışmışçılar,
fotoğraflarını çektiğim herkes,
herşey,
ot,
çöp,
çiçek,
böcek,
çocuk,
bebek,
kadın,
erkek,
üstüme başıma bakıp burun kıvırıcılar,
yine üstüme başıma bakıp üst baş sevicileri,
kalbimi sevenler,
suratsız anıma denk gelip; bu ne biçim insan yahu diyenler,
tek bir insanı bile ayırmıyorum hepinize, binlerce defa teşekkür ederim.

Ama en çok kendime teşekkür ederim, kurbağayı görüp ne güzel vıraklıyor diyen dilime, tırnağım uzasa mutlu olan kalbime, tırnağım kırılsa gam duyan yüreciğime; kaybettiklerimden sonra ağlayabilen gözlerime; kazandıklarımdan sonra gülebilen yüzüme, şuncacık kötü niyet barındırmayan benliğime teşekkür ederim. Yaşadığım herşeye verdiğim tepkilerle, onların kıymetini oluşturan benim, ve hayatıma aldığım herkesten, yaşamayı tercih ettiğim herşeyden razıyım. iyi ki hepsini ve herşeyi yaşamışım, yoksa şu anki ben olmazdım.

Kendimi sevgiyle kucaklayıp öpüyorum,
Sizi de.

İyi ki doğdum.


16 Nisan 2019 Salı

E aynaya bakarken de yalan söylüyorum, nasıl bir saplanma bu?

Bak bak, habire kendini görememek, onu görmek bunu görmek hakkında yazmışım;

Kendimi görmüş müyüm peki? 

Saplantılı şekilde, sürekli bir şeyi düşünürken; aslında onu ne kadar düşünmediğime ikna ettim kendimi. Hiç de zor olmamış anlaşılan,  farkına bile varmadım çünkü. Gelecekle ilgili neredeyse her saniye kaygılanıp, geleceği hiç düşünmediğime, hiç umursamadığıma nasıl güzel ikna etmişim kendimi bilemezsiniz. Bunun farkına varmak şok edici oldu benim için. Nasıl yaparım. Ben! Geleceği hiç düşünmeyen ben! 

Daha geçenlerde bile yazdım işte, iki kuzenimin annelerine aynı davrandığını ama birinin kendi davranışını nasıl olur da görmediğini, bir de karşı tarafa sanki kendi hiç öyle davranmıyormuş gibi akıllar verdiğini, bi ayna tutabilsem; kendini bi görebilse! 

Ben! Ben! İşte ben de aynı şeyin içinde debeleniyor ve bunu zerre kadar farkına varmayan bir insan olarak yaşıyordum. Aynaya bakmaz olur muyum, baktım. Karşısına geçip dedim ki, gelecekte ne olursa olsun, gelecekte o da olsa bu da olsa, gelecekte, gelecekte.. bu güne hep şükretçem (Geleceğe gittim, ne olmuşsa olmuş ama olumsuz olmuş, bu güne şükrediyorum). Kafa hep gelecekte. Bu, bu günü yaşamak değil ki. 

İki tarafı ormanla çevrili bir yerde yaşıyorum. Şimdi balkona çıkacağım. Deriiin bir nefes alacağım, tam şu anda olduğumu hissetmek için çabalayacağım. Bunu her şeye uygulamak için gerçekten çaba sarf edeceğim. Mesela bu blogu gelecekte kim okursa okusun. Yazdıklarımından ne anlam çıkaracaksa çıkarsın. Bak yazarken bile gelecek kaygısı içindeyim. 

Şu an bunu yazmak beni rahatlatıyor, şu an. Şu an. Hiç kolay olacağını düşünmüyorum, zannettiğim gibi sadece ilişkimde yapmıyorum sanırım bunu. İşte az önce blogla ilgili de gelecek endişesi taşıdığımı akışta yazarken farkettim, kim bilir daha nelere yapıyorum. Gözlemleyeceğim.

Öperim.
N.




15 Nisan 2019 Pazartesi

Şu anda yaşamakla ilgili

Ben nişanlandım.

7 yıl kadar önce kötü bir ilişki deneyimi yaşamış ve kendi kendime şunu demiştim; geçmişi düşünmeyeceğim, gelecek de daha ne kadar kötü olabilir, ölüm haricinde. Bu güne odaklanacağım. (Bu arada herkese akıl vermişliğim de var, hiçbirşeyi umursama ne geçmişi ne geleceği!)
Öyle de yaptım, bi ilişkide ne bekliyorsam hepsini içeren bir ilişki yaşıyorum; ve hep diyorum ki kendi kendime; biterse hiç üzülmem, keyifli bir ilişki yaşadım, insana kıymet verilen bir ilişkinin nasıl olduğunu gördüm, önemsenmenin ne olduğunu hissettim, konuşarak halletmenin var olabileceğini, herkes ve herşeyle ilgili sevgiliyle sohbet etmenin nasıl olduğunu, yapmacık olmayan bir ilişkinin olabileceğini, beni tanıyabilen; içimi bu kadar iyi görebilen bir erkeğin var olabileceğini gördüm; o nedenle bi gün bitse bile ona minnettar olacağım ve bana bunların yaşattığı için teşekkür edeceğim. Hep şükrettim birbirimizi bir şekilde bulmuş olduğumuza; bu ilişkinin içinde olduğumuza, hala şükrediyorum.

Gelelim bu sabaha;
Aylin, neden ilişkinle ilgili birşeyler yazmıyorsun hiç dedi. Bunu bilinçli yaptığımı söyledim, kendimce de iki neden sundum; bunlar üzerinden sohbet etmeye başladık. Bi süre sonra bana ne dedi biliyor musunuz?

NEDEN İÇİNDE BULUNDUĞUN ANI YAŞAMIYORSUN?

Okkalı bi tokat yemiş gibi oldum.

Kim?
Ben mi?
Ya ben şu anda yaşıyorum zaten.
Diyemedim, devam etti;

NEDEN GELECEKTE OLACAKLARI DÜŞÜNÜYORSUN, PLANINI BİLE YAPMIŞSIN.

Evet.
Ama ben bunu farketmedim ki hiç.
Ve bana tam olarak ne yaptığımı, anlattı; ona hiç anlatmadığım şeyleri. Yaptığım şeyleri söyledi bana, anlatmadım, bilmesinin imkanı yok. Ama söylediği herşey doğruydu. Ben şu anda yaşamıyorum.
İnanamıyorum, BEN ŞU ANDA YAŞAMIYORUM.

Şimdi ilk paragrafı tekrar okuyun.
Gelecek üzerine kuruluymuş yazdığım herşey, inanamıyorum.

Bunca zaman, şu anda yaşadığımı zannettim bi de bi ton maval okudum bununla ilgili. Sabahtan beri aklımdan çıkmıyor.

Bi gun biri bana terapiye asla gitmeyeceğini söylemişti. Birinin, hakkımdaki bir sürü gerçeği öğrenmesini istemiyorum, kendim de öğrenmek istemiyorum hakkımdaki sarsıcı gerçekleri demişti. Kendimi hırpalamak istemiyorum da demişti.

Sarsıcı gerçekleri öğrenmenin, hazmetmenin zor olduğu konusunda haklıymış. Ama öğrendim artık, napalım, başa çıkmak için çabalayacağım. Hadi becerebilirim inşallah.


Öperim.
N.