31 Temmuz 2009 Cuma

...

Bilmezsin nasıl olur insan
Nasıl olur aysız gece yalnızken...
Üşüdüğünü sanırsın aniden,
Ağladığını duyarsın birinin içinde hıçkırarak sessizce..

30 Temmuz 2009 Perşembe

30 Temmuz 09-İyiki Doğdun Hb

Tren Ankara'ya gidiyordu..
Ve ben artık büyük umutlardan, bütün büyük devrimlerden vazgeçmiştim.. Artık sadece küçük ve anlamlı şeyler bekliyordum hayattan..
Kimsenin aklına gelmeyen, ama yine de sıradan, hayat kurtaran iyilikler;beni bu zalim zamandan kurtarıp ruhumu arındıran anlamlı sohbetler, dostça yakınlıklar, insana yaşama sevinci veren küçücük incelikler bekliyordum artık hayattan..
Tren Ankara'ya gidiyordu.. Elimde Dostoyevsky'nin mektupları vardı..

Ey zorba! Ey hayatı Emir'le yıkayan! Zulmet ki tez vakit yıkılasın.

(Zry! Hb! En parlak yıldız üçümüzün olsun ve kaysın(!) tüm dileklerimize.)

29 Temmuz 2009 Çarşamba

Yakınma, korku, suçluluk duygusu, acındırma, o sahte duyguların hiçbiri yok yüzümde..

Düşünmeyen, sorgulamayan, yüzeysel, boş, kayıtsız, ne verilirse onu alan, kolay yönlendirilen bir insan tipi.. Yanındakini, arkasını döndüğü anda unutan, üzülmeyen, vijdan azabı çekmeyen, yaptığı herşeyi doğru ve haklı sayan; herşeye geç kaldığını sandığı için yanında, çevresinde kim varsa düşünmeden ezip geçen; derinden sevmediği için derinden acı çekemyen biri..
Bunalımları bile anlamsız olan; duyguları giderek köreldiği için hayatını sadece tensel hazlar peşinde koşmaya adayan; duygusuzlaştıkça acımasızlaşan ve dünya nimetlerine ulaşmayı tek amaç sayan , aslında kim olduğunu bile giderek unutan, önüne sunulan göz alıcı dekorun ardında ne olup bittiğini düşünmeyip sorgulamayan biri..

Sevgiye sahip olunabilir mi hiç, inceliğe, anlayışa.. hiç özgürlüğe sahip olunabilir mi?.. Sınırsızdır.. Sahipsizdir.. Zamansızdırlar.. Sınırsız, sahipsiz ve zamansızca aktıkları sürece vardırlar çünkü.. ZAMANLA SINIRLANDIKLARI VE SAHİP OLUNDUKLARI ANDA yok OLURLAR..


Şükrediyorum, beni her geçen gün otoriteden yanaolanların yapay ve yaşamsız hayatından biraz daha uzaklaştıran inceliğime...

Suçtur Umutsuzluğa Kapılmak-Cezmi Ersöz

24 Temmuz 2009 Cuma

Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna

Etrafını bu kadar iyi tanıyan, karşısındakinin ta içini bu kadar keskin ve açık gören bir insanın heyecanlanmasına ve herhangi bir kimseye kızmasına imkan var mıydı? Böyle bir insan, ÖNÜNDE BÜTÜN KÜÇÜKLÜĞÜ İLE ÇIRPINAN birine karşı taş gibi durmaktan başka ne yapabilirdi?
Bütün teessürlerimiz, düş kırıklıklarımız, hiddetlerimiz, karşımıza çıkan hadiselerin anlaşılmadık, beklenmedik tarafındadır. Herşeye hazır bulunan ve kimden ne geleceğini bilen bir insanı SARSMAK MÜMKÜN MÜDÜR?

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Budala-Fyodor Mihayloviç Dostoyevsky


Nasıl bir ruh hali ile yazabilir insan bunca şeyi anlamıyorum Gökhan'la konuştuğumuz gayet mantıklı, normal bir insan bunca şeyi yazamaz. Bir kırıklık var zaten yazarlarda, söylemişti Cezmi Ersöz :D
...
Romanımızın bir kahramanı olan Gabriyel Ardalyonoviç, ikinci dereceden olan aracı, diğerlerinden daha kötü talihlidirler. Bu şundan ileri gelir: "Sıradan" fakat zeki olan bir insan, yenilik doğurabilen yetenekte olsa bile, kendi kendini yiyerek büyük bir ümütsizliğe düşer. Hayattaki konumuna razı olmak isterse, ezilmiş gurarunun duyguları ile, kendini zehirler. Bundan başka biz, en yüksek bir sınırı göz önünde tuttuk. Çoğunlukla, zeki olan bir aracı sınıfın, herzaman fazla acı çektiği muhakkak değildir; daha doğrusu, bunlar yavaş yavaş, yıllar geçtikten sonra acıyı anlarlar. Bu durum felaketlerini hazırlar. Bu insanlar sesszliğe kavuşmadan önce, uzun müddet gençlikten ihtiyarlık çağlarına kadar geçen süre içinde, bir yenilik göstermiş olamk için, bazen saçm haraketler yaparlar... İşte namuslu ve temiz insan olan bu kara talihlilerden biri, çalışarak hem ailesini hem de diğer birkaç yabancıyı beslemektedir ama ne oluyor yani? Bütün hayatınca rahat bulamadı.! İnsani görevin yaptığı halde, vicdanı onu rahata erdirmiyor; tam tersine şu düşünce onu azap veriyo;"İşte, bu yüzden varlığımı mahvettim; işte onları beslemek için ellerim kollarım bağlı kaldı; işte bundan dolayı barutu ben bulamadım! Bu zorunluluklarım olmasaydı, barutu veya Amerika'yı belki de ben bulurdum; ne olduğunu bilmiyorum ama, herhalde birşey bulabilirdim."
Bu insanların en açık özellikleri, hayatları boyunca ne bulmaları gerektiğini hakkı ile bilmemeleri ve hep birşey bulmak üzere bulunmuş olmaları. Barutu yahut Amerika'yı? Fakat bu buluşun endişeleriyle bekleyiş, Galille'nin veyahut Christof Kolomb'un talihine yaradı.
..
ll. Cilt sf. 119-120



Okuyacağını biliyorum bunu E Ş!
Em Ş'yı bende uzaklaştırdığını düşünüyorsun. Düşün. Ancak düşünmekle yetinirsin. İnsanlar birbirlerini görmese de, seslerini duymasa da, birbirlerinden haber almasa da; düşünceleri, hayata bakış açıları, olayları yorumlayışları birbirine yakın oldukça hep hayatları ortak bir çizgi üstünde devam eder. Evet, hatalarım olmuş olabilir ama ben bir insanım ve duygularım var keşke sen de at gözlüklerini çıkarıp nerde ne hata yaptığını görsen. Hakkımda istediğini söyle, düşün, düşündür; zerre kadar umurumda değil. Ben kendimi biliyorum. Em'i tanıyıp tanımadığımı sormuştun; senden çok daha iyi tanıyorum. Şimdi sen de şunu cevapla, "Ben seni ne kadar tanıyorum, bana kendini ne kadar doğru tanıttın, üç yılda hayatın hakkında bana ne anlattın?"
Hayatım boyunca yaptığım HİÇBİRŞEY için pişman olmadım ama seni tanıdığıma pişmanım, bana Em'i kazandırmış da olsan. Ve bil ki bundan sonra benimle bağlantı kursa da kurmasa da sen kaybettin ve biz kazandık.

10 Temmuz 2009 Cuma

09.07.09

Bu tarih yılda sadece oniki kez oluşuyor. Çark tamamen tersine döndü ve önümde sadece baş yıl var.
Dokuz: Hb; Yl; Zry; Rgnr; Abim; dokuzu dolduramıyorum, az ve yeterince öz.



Uygur'lara yapılanlara isyan içerisindeyim..