"Arap'larda kadina nasil isim konulur.
Ahmet Durmaz benim Urfalı bir dostumdur, kendisi ile
çeşitli konularda çok güzel sohbetlerimiz olur, Ankaraya
geldiği zaman ziyaretime gelir. Kendisine google derimçünkü
yanıtlayamayacağı soru yoktur.
Okuma konusunda bir kitap kurdudur ve hayatı da kör olma
dışında biraz Eric Hoffere benzer.
Ahmet Durmaz dostum diyor ki sorun yalnız kadını
örtmek veya açmak değil, sorun kimlik ve kişilik sorunudur, örtünme,
peçe bunların yanında zurnanın son deliğidir.
Bu ifadesini şu sözlerle delillendiriyor Araplarda
kadınların adları yoktur. Kadınlara ya numara, ya da tip ve fizyolojik
görünümlerine göre bir takım sıfatlar verilir. Örnekler:
Elif: Arap alfabesinin birinci harfi, aynı zamanda
arap rakamlarında bir rakamını ifade eder
Saniye: Sani Arapça iki demektir doğan ikinci kıza
Saniye adı verilir (eski dilde ikinci; cümle içinde örnek fazında
vermek gerekirse 'sultan mahmud-u sani.. yani ikinci Mahmut')
Tılte: Telat veya Türkçede selaseden türemedir 3.
demektir. Bu isim Anadoluda pek görülmez ama Harranda Araplarda çok
bulunur
Raba. Arapçada dörttür. Rabia dördüncü demektir.
Anadoluda yaygın bir addır, geçmişte çile çekmiş bir İslam kadının
adıdır.
Hamse: Arapça beş demektir Bu isim Harran yöresi
Arapları dışında Anadoluda pek bulunmaz.
Sitte: Harranda yaygın bir isim olan Sitte Arapça
altı demektir
Sabe: Arapça yedi demektir, bu kelime çok
değişiklik geçirmiş Sabiha olmuş, İbrahim Tatlıses Sabuha ifadesi ile
kullanmıştır.
Sevgili Ahmet Durmaz sekiz ve dokuz rakamı ile ilgili
isim var mıydı bilmiyor ama yediden sonra Arapların yazi ismini
koyduklarını söylüyor
bu yeter anlamına geliyormuş.
Dostumun bilgilendirme mektubu şöyle devam ediyor;
Her zaman ilk doğan kıza Elif adı konmaz, Bazen de
Ayşe adını koyarlar, eve ilk gelen kıza evin iaşe işlerini
çekip çevirecek gözüyle bakıldığı için Ayşe adı konulur,
bazen aş pişirme beklendiği için Avvaş adı konuşlur.
Erken doğan prematüre kıza Hadice adı verilir ,
Hadice Arapçada erken doğmuş prematür kız anlamına gelir.
Çelimsiz ve ufak tefek doğan kızlara Fatma adı verilir, fatma Arapçada
süt yanığı, süt kesiği anlamına gelir.
Koyu renkli doğan kızlara esmer anlamına gelen
Semra adı verilir.,
Biraz açık renkli ise aydınlık açık anlamına
gelen Zehra adı verilir,
iyice beyaz ise Beyza adı verilir
Bu bilgilerin ışığında hakikaten kadının
Arabistanda veya Araplarda kimlik ve kişilik sorunlarının örtünme, peçe ve
çarşafa girmeden daha öncelikli olduğu düşünülebilir.
Anadoluda kadın numaralandırılmaz ve sıfatla
çağırılmaz,
Türklerde ve Anadoluda kadın bir şahsiyettir,
bir kimliğe sahiptir.
Hanımağadır, hanım efendidir, kraliçedir, Tanrıçadır.
Arap kültürünün ikinci plana ittiği numaralı vya sıfatlı bir nesne değildir.
Bu bilgilerin, Arap yaşamına ve tarzına özenen kadınlarımız
tarafından da gözden geçirilmesini dilerim.
Türk gibi yaşamak, Anadolu kültürü ile yaşamak
kadın kişiliği ve onuru için önemli bir merhaledir."
oğuzkan bölükbaşı
Hayatımda ilk defa Zekeriya Beyaz (Hoca demek istiyorum, çok saygı duydum bu sözlerinden sonra çünkü) Hocanın sözüne destek verdim: "BEZDE KUTSALLIK ARANACAKSA, O ZAMAN ,EN ÖNEMLİ YERLERİ ÖRTTÜĞÜ İÇİN , EN KUTSAL ÖRTÜ DONDUR ! " ...
Bi de Bursa'da yaşayan bir kuzenimden komedi ötesi bişey duydum, hani hanımlar saçlarını yaptırırı kuaförlere ve tonlarca para verir ya; bizimkiler türban yaptırıomuş :D ona tonla para veriolarmış :D