30 Nisan 2012 Pazartesi

Seyirci uyuma, Tiyatro'na sahip çık! (Şehir Tiyatroları Yok Edilemez!)


Tiyatro insanın eli gibidir, ayağı gibidir, Ruhu gibidir.

Bir şeyler hissedersiniz, tarif edemezsiniz hislerinizi fakat bir oyun tarif edebilir. İçinizde sıkışmış şeyler vardır ne olduğunu bilmezsiniz, bir oyun içinizdeki sıkışmışlıkların ne olduğunu gösterebilir size. Söylemek istediğiniz şeyler vardır, korkarsınız söylemeye; bir oyun söyler sizin için. Söylemek istedikleriniz vardır ama nasıl toparlayacağınızı bilmezsiniz, bir oyun toparlar size hem de karmakarışık tonla sözcüğü bir cümlede halleder en iyi şekilde.

"Devlet tiyatrolarının yönetimi, sanatçıdan alınıp belediye bürokratlarına verilecek" miş. "Devlet eliyle tiyatroculuk olmaz." mış. "Tiyatrolar özelleştirilecek." miş. "..kusura bakma, geleceksin Şehir Tiyatrosu'ndan hem belediyeden maaşını alacaksın ondan sonra istediğin gibi yönetime de verip veriştireceksin, böyle saçmalık olmaz." mış.

Kurulduğu günden beri Tiyatrolar halkın temsilcisi olmuş, halkı istemedikleri şeyler yapmaya zorlayan hükümetlere, kişilere direnmeye cesaretlendirmiş, halkın söyleyemediklerini söylemiştir. Bunu fark etmiş olsa gerek hükumet(?) ki; bunca rezil cümleyi önünü sonunu düşünmeden, göğsünü kabarta kabarta söylemiştir.

Ruhla değil, bedenle yaşayan her şeyin, herkesin sonu vardır. akepecilik "maddi" bir bedene sahip olmuştur fakat maddi olmaya devam ettiği sürece ruhlaşamayacaktır.

O halde, beden ölecek ve ruh daima yaşamaya devam edecektir.

Tiyatroyu,
Tiyatro oyuncularını,
Tiyatro sahnelerini,
Saygıyla alkışlıyorum.

Yaşasın Tiyatro.



 
Mehmet Ali Alabora;  "Dünyada ekonomik kalkınma gerçekleştirmiş ülkelerde sanat kurumları vardır. Bu kurumlar önemlidir. Bu kurumları dünyadaki örnekleriyle nasıl aynı seviyeye getirmeyi tartışmamız gerekiyor. Herkes için olduğu gibi benim için de burası çok önemli. Ben burada var oldum. Annem babam tiyatroda tanıştı. Annem beni karnında taşırken tiyatro sahnesinde oynuyordu. Biz hep buradaydık. Yine burada olacağız"



Orhan Alkaya;  "Uzun bir geceye başlıyoruz. Biz tiyatrocular insanlık tarihinin mirasından geliyoruz. Korkacağımızı mı sanıyorlar"











26 Nisan 2012 Perşembe

26 Nisan 1986 - Çernobil Faciası



26 Nisan 1986

O zamanki SSCB'nin şimdiki Ukrayna'nın bir kenti. Bikaç akıllı elektrik mühendisi vs nin  daha fazla enerji sağlamak için bikaç yıldır denedikleri birşeyi kontrolsüz montrolsüz yapmaya çalışıyolar ve ortalığı mahvediyolar.

First Of The Year (Equinox) - Skrillex



Yine Vladimir ve yine mükemmel bir şarkı.

23 Nisan 2012 Pazartesi

23 Nisan


Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün önünde saygıyla eğiliyorum.

N.

20 Nisan 2012 Cuma

How I Met Your Mother

6. Sezon bölüm 19

Barney'nin dev televizyonu bozulur ve Ted bunun için için Barney'den bi tornavida ister.
Barney apartman yöneticisini arar ve 5 dk içinde tornavida getirirse ona 100 papel vereceğini söyler. Bunun üzerine;

Lily; -Tornavida için yöneticiyi mi çağırdın?
Barney; -Evet, aletlerle aramdaki ilişki şöyle oluyor: sadece bana yapışık olan aleti kullanmayı biliyorum ve onu televizyona sokmaya da çalışmayacağım.


:D:D Ağzımdan resmen tükürükler fırladı gülmekten D:


19 Nisan 2012 Perşembe

Heeey Meyhaneciiii!

"Hayallerinizi gerçeğe dönüştürmeye önem veriyorum." Marshall
                              How I Met Your Mother, Sezon 6-Bölüm 7





Not: Bok kafalı kardeşime sevgiler.
İyice afişe ettin beni. Zü falan tamam da Vladimir'le Ali'ye bari söyleme de düşmiim dillerine. 

16 Nisan 2012 Pazartesi

Marilyn Manson -Evidence



Bu akşam niye bu kadar tatlı geldi bu bira bana?

13 Nisan 2012 Cuma

Baba Zula - Özgür ruh


Dört duvar arasına kapanmaz (ki)
Sendeki özgür ruh

Ölünce parçalanmaz (ki)
Bendeki özgür ruh

Sevişe sevişe azalmaz (ki)
Tendeki özgür ruh

Kopyalayarak çoğalmaz (ki)
Gendeki özgür ruh




5 Nisan 2012 Perşembe

Don Kişot - Miguel De Cervantes Saavedra - Aylak Okuyucu!

Yazardan Okuyucuya;

İki hafta önce yazarın hayatını okumuştum, geçen hafta da şu kısmı.

Aylak Okuyucu!
Diye başlıyor :) durup devamını okumadan önce iki saat güldüm :) Hapiste yazmaya başlamış Don Quijote'yi.

"En kısır ilham perilerini bile harekete geçirip, onlara herkesi hayran bırakacak, doyuracak meyveler verdiren şey, dinlenme; rahat bir yer; kırların tatlılığı; göğün dinginliği; derelerin mırıltısı; zihnin esenliğidir." der.

"Düşüncelerinde özgürsün, en yüksek yerdeki bir insan kadar yetkilisin, kendi evindesin ve ORDA KRAL SENSİN." Hapishane bana vız gelir diyor Miguel, benim düşüncelerimi hapsedemezsin; iş için düşündüklerimi harfiyen söylüyor bana. Beynim bana ait, kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın, ben düşüncelerim kadar var olabilirim evrende. Hayallerim kadar...

"İtiraf edeyim ki okuduğun şu özdeyişi yazmak, bana hikayenin kendisinden daha zor geldi, birkaç kez kalemi elime aldım ne yazacağımı bilemeden bıraktım. Birgün yine ne yazacağımı düşünürken bir dostum geldi. Beni bu kadar düşünceli hiç görmediğini söyledi ve nedenini sordu. Ona açıkça söyledim.
Özdeyişi yazma işi pek zoruma gittiği için bu soylu şövalyenin maceralarını yayımlamaktan vazgeçmek üzere olduğumu söyledim. Zeka ve bilgi belirtilerinden, açıklamalardan, dipnotlardan yoksun dal gibi kupkuru bir kitapla okuyucunun karşısına nasıl çıkarım? Diğer yazarlar gibi felsefecilerden, bilginlerden örnekler yok, kutsal kitaptan cümleler yok. Onlar çok iyi yapıyor bunu hem de öyle yakıştırıyorlar ki, önce katıksız bir dinsizi anlatıyorlar ama hemen ardından küçük bir hristiyanlık vaazı çekiyorlar (Nikolayeviç Tolstoy'un Levin için söyledikleri gibi di mi :D) , eh bu vaazı dinlemek yada okumak zevkli oluyor doğrusu. Kitabım bunlardan yoksun kalacak hattan hangi yazarlardan etkilendiğimi bile bilmiyorum. Meslektaşlarım gibi Aristo'dan başlayıp Zoilo ya da Zeuxis'le biten bir liste oluşturamadım. Başkalarına başvurmadan çok iyi anlatabildiğim birtakım şeyler için yazar avına çıkmayacak kadar tembelim."

Miguel'in bu sözleri üzerine dostu; Düşündüğü şeylerin saçma olduğunu, basit bir özdeyiş yazamadığı için insanları bu soylu şövalyenin maceralarından yoksun bırakmasının gereksiz olduğunu söyler. Diğer düşünceleri için de; Bikaç sayfada ya da bölümde bir bir cümle yaz ve eski yunanda bilmem kime aittir de, kimse merak etmez ve araştırmaz; ya da bir İstanbul bilginin adını ver, İstanbul'a mı gidecekler sence araştırmaya? Hiç sanmıyorum. Resimle alakalı cümleler kurarken bir ressamın cümlesini, felsefik şeyler söylerken bir felsefecinin cümlesini, ne bileyim bir kaleden bahsediyorsan bir kralın kaleler hakkında söylediğini sıkıştır araya, insanlar çok etkileneceklerdir. Vs vs. birsürü öğüt veriyor ona.

"Dostumun konuşmasını sessizce dinledim, ileri sürdüğü fikirler beni öyle etkiledi tartışmasız kabul ettim. Seni böyle ünlü ve saygın bir şövalyeyle tanıştırdım diye çok övünmek istemem ama seyisi, bitirim Sancho Panza'yı tanıştırdığım için bana minnet duymalısın, onun kişiliğinde seyislere yaraşan ve şövalye romanlarında dağınık olarak rastladığımız bütün nitelikleri topladım sanıyorum.

İşte böyle okurum,
Tanrı sana sağlık versin, Beni de unutmasın.
Hoşça kal."

Miguel De Cervates




Ne kadar samimi ve içten di mi? İnsanı yakın bir arkadaşıyla sohbet ediyormuş gibi hissettiriyor. Bi de okusanız..

Ben çok sevdim seni Miguel.
Tanrı seni unutmasın, Bana da sağlık versin.
Hoşça kal.
N.

2 Nisan 2012 Pazartesi

Spartacus fonundaki "Eledim Eledim" Hakkında :P

İki gün önce Spartacus 3. sezon (Vengeance)'un final bölümü yayınlandı.

Pür dikkat izliyorum.... İlithyia kanlar içinde sürünerek, uçurumun kenarında bebekle bekleyen Lucretia'nın yanına kadar geliyor; "Please".. Ben tam da "çocuğu atçak manyak karı" diye düşünürken; tanıdık bi ezgi geldi, ama çok derinden böyle; hani varla yok arası... derken! "Noluyo lan?" "Yok artık, kesin yanlış duydum.." Geri alıp bi kere daha dinledim, bi kere daha, bi kere daha... "Ne diyo bu kadın? Türkçe mi söylüyo acaba?" diye devam ettim izlemeye; leleleleleleelelelel diye bişey var ya :D o geldi hemen öteki sahnede. Hah dedim türkçe bu :) Mehmedim aman mı diyo, Ahmedim aman mı diyo? Arattım arattım manyak manyak şeyler çıkıo.



Ertesi gün oldu kardeşime şevkle anlatıyom, laaaaan türkü çaldılar Spartacus'te yemin ederim ya; bak dinletiim. Dinlettim, oha harbi türküymüş abla diyo. Sağa sola bi baktık "Eledim eledim" türküsüymüş, hala yayınlanan bölümdeki iki kelimeyi çözemedik ama olsun. :)





Bi de yorumlara bakın, hem bu; hem de Eledim eledim türküsünün yorumları, çok şahaneler :D