26 Haziran 2013 Çarşamba

Gezi Parkı / Abdullah Cömert - Ethem Sarısülük - Mehmet Ayvalıtaş

Şimdi uyandım hala kendimde değilim..

Şehit cenazesindeymiş tüm Türkiye.. Sokaklar yığınla insan. Türk bayrağına sarılı üç tane naaş halkın üstünde. 
Gözlerime inanamıyorum çünkü o şehitler kim biliyor musunuz? Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük ve Mehmet Ayvalıtaş.. ve en çok ağladığım kısım da, naaşları halk taşımıyor bizzat kendileri taşıyor. Kucaklamışlar bayraklara sarılı tabutlarını..

Gözümün içine baka baka geçtiler önümden.
İnanamadım gözlerime, inanamadım.. Hayatım boyunca rüyalarımda gördüğüm hiçbir yüz bu kadar net değildi..

Çok şey söylemek istiyorum ama, şuan ne kelimeleri toparlayabiliyorum ne de kendimi.

N.

11 Haziran 2013 Salı

Diren Türkiye!

Biliyorsun Mayıs 29'dan beri ülkemizin hemen her yerinde Gezi Parkı Direnişi gerçekleştiriyoruz. Vazgeçmemiz için ellerinden geleni yaptılar, hala yapıyorlar. İnanıyorum ki bu işin sonunda kazanan taraf biz olacağız, o bağnaz; diktatör rejim ve yandaşları olmayacak hele ki tayyip hiç olmayacak.

Çok sevdiğim bir söz vardır "Zulm et ki tez yıkılasın." Neyse..

Günleri, saatleri hesaplayamıyorum artık. Geçen gün ayın 7'sindeyiz dedi biri, saçmaladığını düşündüm. Haklıydı.

Ya gündoğdudayım, ya sosyal medya başında; nefes dahi almaya korkuyorum, en azından biri mutlaka elimin altında olsun diye. Hayatım ve birçoğumuzun hayatı bu şekilde sürüyor son 15 gündür.

-Daha fazla bir şeyler yapamadığım için kendimi ölesiye suçlu hissediyorum.
-Polis gelince ortadan kaybolan, polis gidince ortalığa çıkan örgüt ya da parti bayraklı insanlar sinirlerimi zıplatıyor.
-Polisleri zaten sevmezdim, şimdi ise onlardan nefret ediyorum.(Taraflı bakıyorsun diyeceksin, hayır! Onların da gözleri, kulakları ve beyinleri var, bu adamın derdinin ne olduğunu biliyorlar ona rağmen Kendi Halkına işkence ediyorlar.)

Her şey güzel olacak.
Yorulacağız,
Uykusuz kalacağız,
Duş alamayacağız,
Dişlerimizi fırçalayamayacağız,
Sevişemeyeceğiz,
Yaralanacağız,
Öleceğiz.

Ama pes etmeyeceğiz ve her şeyi zorla güzel yapacağız.

Diren.
Seni seviyorum.
N.


2 Haziran 2013 Pazar

Taksim - Gezi Parkı Direnişi




Birçok yerde okuduğunuz, duyduğunuz üzere olay artık kesinlikle 5 tane 500 tane ağacın kesilmesi değil.
Bu, neredeyse on yıldır biriktirdiğimiz, elimizden alınmaya çalışılan özgürlüğümüz, karartmaya çalışılan ruhumuz ve köreltmeye çalışılan beynimizin direnişidir.

Hiç mi direnmedik şimdiye kadar diyeceğiz, Hayır, çok direndik yalnız büyük bir farkla; birlik olmadan. Şimdi  görmeyenler için şaka gibi gelecek ama iki gündür Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarları; iki gündür Karşıyaka ve Göztepe taraftarları; iki gündür Dsp, Chp, Bdp vs destekleyicileri hep bir ağızdan aynı amaç için haykırıyor.

Halk tv hariç hiçbir tv kanalında halka yapılan eziyet gösterilmiyor. İçinde olmamış olsam, görmemiş; şahit olmamış olsam ben de inanmayacağım ama çıkın Alsancak'a çıkın Taksim'e, Kızılay'a ve diğer illerdeki meydanlara, haklı olduğumu; haklı olduğumuzu göreceksiniz.

Çok uzun yıllardır Tv seyreden bir insan değilim, yalnız kaç gündür özellikle seyretmeye çalışıyorum neler yayınladıklarını ve meydanlarda kan gövdeyi götürürken tv seyredenlerin; güzellik yarışmaları, yemek programları, çizgi filmler seyretmeleri tüylerimi diken diken ediyor.

Sosyal medyayı kullanmayan halkın hiçbir şeyden haberi yok..

Polis kelimesi artık benim için ihanet, hainlik ve korkuda başka hiçbir şeyi ifade etmiyor. -Korkuyu, bizim onlardan korkumuz manasında değil; onların, cehalet, bilgisizlik ve aymazlıkla bizlerden korkmalarından ve bu korkularını ancak şiddet göstererek bastırmaya çalışmaları olarak kullanıyorum.- Onlara ekmek paralarını HALK ödüyor, halk arasında bir arbede çıkarsa sadece bu olayları durdurmakla görevliler yahut oldu var sayalım halkı hükümetin aşırı tepkilerinden korumakla görevliler; hükümeti halktan (aşırı şiddet kullanarak üstelik) korumakla görevli değiller.
Bikaç gündür en merak ettiğim sorular arasında, hükümet değiştikten sonra bu polislerin napacağı var.

Güçlü olalım, birlikte olalım, pes etmeyelim. Benim ne özgürlüğümü ne de ülkemi çapulculara teslim etmeye niyetim yok.

N.

Dipnot; Daha fazla eziyet görenlerinizin yanında olamadığım, daha fazla biber gazı soluyup diğerlerinizin soluyacağı havayı azaltamadığım, tomaların suyunu eksiltemediğim, yediğiniz copları yiyemediğim için kendimi suçlu hissediyorum. Özür dilerim.