28 Temmuz 2012 Cumartesi

27 Temmuz 2012 Cuma

Dostoyevski

Aslında insanın canını en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil.
Yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır.


Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

26 Temmuz 2012 Perşembe

Dukan Diyeti (Bölüm 2) - Atak Evresi

Atak Evresi Süresi,
10-20 kilo vermek isteyen kişiler için 5 gün
10 kilonun altındaki hedefler için 3 gün
5 kilonun altını vermek için 1 gün



Atak Evresi Özeti;
Aşağıdaki on besin grubunundan hoşlandığınız ya da size uygun gelen gıdaları hiçbir sınırlama olmadan günün her saatinde istediğiniz kadar tüketebilirsiniz.

1- Az yağlı etler; dana ve sığır ancak sığır etinin antrikot pirzolası hariç. Etlerin ızgarada pişirilmesi ya da yağları alınarak kızartılması gerekiyor.

2- Sakatat: karaciğer, böbrek. Dana ve sığır dili (sığırda dilin ucu)

3- Yağlı, yağsız, beyaz ya da siyah etli, çiğ ya da pişmiş bütün balıklar.

4- Bütün deniz ürünleri; kabuklular ve yumuşakçalar. Vazgeçilmez midye serbest sanırım :D

5- Derileri hariç olmak kaydıyla; kaz ve ördek dışındaki bütün kümes hayvanları.

6- Yağsız jambon, yağsız hindi ve tavuk dilimleri.

7- Yumurta.

8- Yağsız süt ürünleri.

9- tuz oranı yüksek olmayan 1,5 lt su.

10- Yulaf kepeği galetası ya da süt ürünlerine katılmış 1,5 çorba kaşığı yulaf kepeği.

Günde 20 dk zorunlu yürüyüş.

Ekstralar; Kahve, çay, bitki çayları, sirke, hoş kokulu otlar, baharatlar, salatalık turşusu(kendinizi doyuracak kadar değil), limon(içecek olarak değil), tuz ve hardal (ölçülü olarak)

Yukarıdaki ekstralar ve on kategoride yer alan besinler dışında HİÇBİR ŞEYE izin yok.

Listede özel olarak belirtilmemiş her şey yasaktır.


Fikir almak isterseniz, yukarıdaki besinleri tükettiğinizde hiçbir şekilde açlık hissetmiyorsunuz, korkmanızı gerektirecek bir şey yok yani. Üstelik Bulunması çok zor olan besinler yok listede. Mesela atak evrenizi isterseniz komple yumurta peynir süt ve yoğurtla geçirebilirsiniz, hiçbir sınırlama yok. Ben yağsız ne süt bulabildim ne peynir ne de yoğurt, zaten vermem gereken 3 kilo olduğu için süre biraz uzasa da sıkıntı olmaz diye düşündüm. Şimdi 3. evredeyim yağsız sütü anca buldum. :D

Dikkat edeceğiniz kesin ve sınırlı kurallar var, bol su içmek; hiçbir şekilde şeker(küp şeker, toz şeker, çikolata, meyve suyu, kola vs vs hiçbiri yok)  ve yağ kullanmamak (yağların hepsini malesef en hayvansalından en bitkiseline kadar, tereyağ, ayçiçek yapı zeytin yağı vs; yaptığınız yemeklere yağ koymayacaksınız ya da salatalara, zaten vücudunuzdan yağ atmaya çalışıyorsunuz; yağ yemenin mantığı yok) ve yürümek.



25 Temmuz 2012 Çarşamba

Dukan Diyeti (Bölüm 1)

Normal olarak 49-50 civarlarında olurdu kilom ama şu 1 yıldır önce 52,5 sonra da 53,5 oldu tabi benim de iyice sinirlerim gerildi. Spor yapıyorum, olmuyor; deli gibi su içiyorum, olmuyor; yemek yemiyorum, olmuyor..
Kardeşim ve arkadaşımla iddiaya girdik 1 ayda 3 kilo verebileceğime dair; girdim ama nası girdim :D kaybetçem, kesin.

ilk onbeş gün resmen kilo vereceğim diye mahvoldum, su içiyorum iyice şişiyorum.. Kardeşim bikaç yıl önce almıştı ve bana hep söylüyodu şu Dukan Diyetini yap diye. Sinirlerimin tavana vurduğu bi akşam gidip aldım kitabı, okumam gereken kısma kadar okudum ve ertesi gün başladım diyete.

53,5 kilo ile başladım iddia bittiğinde diyete başlayalı 15 gün olmuştu ve ben 50,3 kiloydum. Ayın 16 sında İddiayı kaybettim ama başlamışken devam etmek daha mantıklı dedim ve 3 gün sonra yani ayın 19unda 49,2 kiloydum. :D Şu an sabitleme evresindeyim, çok dikkat edemiyorum ama ona rağmen 50 kiloyum. Ve çok mutluyum.

Diyete başladıktan sonra bir sürü safsata okudum ya  da duydum, neymiş efendim fransız diyeti ne işe yararmış bizde biz türk kadınıymışız etli olmaya adapteymiş bünyemiz vs vs; "Hıı dedim evet bünye  de biliyodu senin milliyetini.." Böyle moral kırıcı cümleleri duymayın lütfen.

Kısaca bu diyet nasıl yapılır anlatacağım daha doğrusu kitabın özet kısımlarını aynen aktaracağım ama ricam diyete başlamadan önce kitabı satın almanız.

Giriş:

Dukan diyeti  dört evreden oluşur;

1. Adım;  Atak Evresi
2. Adım; Seyir Evresi
3. Adım; Güçlendirme Evresi
4. Adım; Koruma Evresi

Hepsinin özet kısımlarını tek tek yazacağım.

Sağlıklı ve fit kalın.
Sevgiler.
N.

23 Temmuz 2012 Pazartesi

..



22 Temmuz 2012 Pazar

..

Zıpladıkça alnımdan yüzüme düşen ter tanelerini hissetmek ne mükemmelmiş :D Hayatımda ilk defa bu kadar terliyorum ve bu ter hoşuma gidiyor.

21 Temmuz 2012 Cumartesi

19 Temmuz 2012 Perşembe

Ne İstiyorsun Sen?

Ben; Şu sıralar hiç mutlu değilim. Zaten ne zaman mutlu oldum ki di mi? Her zaman hoşnutsuz, her zaman sıkılmış.

Ne istiyorum acaba hayattan? Ne gerçekleşmediği için huzursuzum?
Özgürlük yüzünden mi? İş kısıtlayabilir şu sıralar özgürlüğümü sadece ve sanırım onun kısıtlaması da yetiyor.
Sabah uyanıp giyinip süsleniyorsun, gidiyorsun, çalışıyorsun geliyorsun..

Ben; Vaktin boşa geçiyor yani Nadi. İstediğin bir iş değil ki, sevmiyorsun, huzurlu hissetmiyorsun kendini; yarattığın, gerçekleştirdiğin bir şey yok; dünyanın hiçbir haltına yaramıyorsun, zincirin bir halkası bile değilsin.. Oysa sen sanat yapmak istiyorsun ne bileyim bir Tiyatro sahnesinde olmak, sergilemek istiyorsun farklı hayatları; uçsuuuuz bucaksız bir yerde boyalarınla, her yeri mahvede mahvede resim çizmek istiyorsun; sen fotoğraf yapmak istiyorsun, sen o vizörle özgürleşmek o vizörle geçimini sağlamak o vizör kadar %99 olmak istiyorsun. Bütün gün oturduğun yerde bikaç rakam toplayıp zorla 10 saat doldurmak istemiyorsun, sen tüm günler senin olsun, tüm ışıklar senin olsun istiyorsun; işten eve gidip saat 20 de müsait olduğunda sadece ay ışığına kalmış olmak istemiyorsun.

Sen özgürlük istiyorsun Nadi. Nasıl dayanıyorsun söylesene bana? Ne için dayanıyorsun? Bu musun sen? Neden çekip gitmiyorsun? Cesaretini mi yitirdin? Sebep? Sen napıyosun Nadi! Söylesene bana.. Ne zaman kendine gelmeyi düşünüyorsun? Seni yaşamaktan bu kadar soğutan şey ne? Seni neşeli olmaktan, üretmekten uzaklaştıran ne? Neyin eksik?

NE İSTİYORSUN SEN?

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Aferin Pikasa (Picasa)

Bu ne burda! Herkes benim fotoğraflarımı mı görüyo deyip sildiğim tüm fotoğraflar blogumdan da silinmiş.

Tebrikler.

17 Temmuz 2012 Salı

Aferin Habipoğlu!

Büyük büyük yıkımlar yaşadığım bu günlerde hayatının bir kısmında mutlaka benimle olacağını düşünenleri çok iyi anladım. Ayıplamıyorum onları, kısıtlanmanın ve hayal ettiğiniz insanın kollarını aça aça yellozun ya da pezevengin birine gidişini seyretmek hiç hoş değilmiş.

Yollarını mutlaka kesişmiş ama birbirinin kıymetini bilememiş ya da birbirine gereken önemi o an verememiş insanlar, geri dönüşleri zorsa ve bir de cesaretleri azsa artık o ukdeyle ömürlerince yaşar. Değerlendiremedikleri fırsat genel olarak bir daha asla ellerine geçmez. Geri dönüş olsa ve insan kararlarını  ileriki yaşında düşünecekleriyle alsa.. ama nafile. İnsanoğlu olarak biraz açgözlü olduğumuz için bizi ondan daha fazla mutlu edecek, huzurlu kılacak, daha fazla ilgilenecek birini ararız; buluruz ve sonsuza kadar birlikte olmak için yemin ederiz oysa ardımızda bıraktığımızla her şey daha zor ve zevkli olacaktır.

Velhasıl öküz Ekrem Abim gitti hem şişko, hem biçimsiz, hem asosyal, hem de benim için yelloz biriyle evlendi; şak diye de koymuş fotoğrafı zakırbörgün sosyal şeysine; kalbime iniyodu ya. Kız da kaldırmış cüzdanı gülüyo, tapusu onda ya artık.. Dikkat et böbeğim orman arazisi olmasın, 2B'yle uğraşma sonra.

Hayır adam eski güreşçi, o omuzları sadece görünce bile içiniz eriyo, saçı sakalı, konuşması, elleri ayakları allahım bebek gibi ya, hele bi de bi duruşu var, çakı gibi yani insanını baktıkça bakası geliyor. Öyle tiksindircek kadar değil fakat vücut bildiğiniz komple kas; açıp bakmadım tabi ama aynı ortamda bulunuyoruz hep, erkekler serinlik için yarıçıplak oturabiliyor tabi ya ordan görüyoruz ya da yüzmeye gidersek birlikle. Kültür zaten tartışılmayacak seviyelerde; yaa bu adam gidip nasıl o alacası içinde fesatla evlenir ya.

Ekrem Abi yani buna mı kaldın, cillop gibi hatunlar var; hayır ben bununla evlencem deseydin önceden ben hakkımdan feragat edip sırf  seni o yellozdan korumak için evlenirdim seninle, bunu mu istiyosun? Ha! Ne istiyosun sen? Sakın getirme onu buraya bak valla kafasını duvara duvara vururum, hele ki bizimle aynı ortama oturtmaya hiç kalkma.. Sen nasıl gidip evlenirsin onla ya? Sinirlerim zıplıyo be düşündükçe. Siz şimdi sevişiyosunuzdur da, aaaaaa... O şişmanın neresiyle sevişiosun söylesene bana? Löp löp yağ, insanın midesi kalkar be.
Seni allah bildiği gibi yapsın Ekrem Abi, o kızla sevgili olduğunda sıçmıştın, şimdi tüyünü dikiyosun. Ayıp be, kaç kişiyi arkandan baktırıyosun bi bilsen.. Bu ahlarla ıh mutlu olursun sen. O kızı terkedip gelceksin geri duydun mu? Ada satın alcam gerekirse, bol bol kızla doldururum içini en azından gözümün önünde olursun. Ağlamak istiyorum, bu nasıl keder ya.

İyi halt yedin Ekrem Abi,
Tebrikler.
N.



Al! düğün armağanı;


13 Temmuz 2012 Cuma

13. Cuma

Müslüman ülkeler hariç genel olarak diğer dinlere mensup insanların bir çoğunun bir inanışı var 13. Cuma Kabusu.

Birçok rivayet var bu konuda Valhalla da bir cuma günü düzenlenen partiye 12 tanrı çağırılmıştır, kötü tanrı Odin davetsiz olarak gelmiş ve grubu 13 kişiye çıkarmıştır. Hod'un Balder'e saldırması için onu kışkırtmış ve Balder'in öldürülmesine neden olmuştur.




İsminizde 13 harf varsa şeytanın laneti bulaşmıştır size; charles manson; karındeşen jack vs vs gibi.


İsa cuma günü çarmıha gerilmiş adem ve havva da yasak meyveyi cuma günü yemişlerdir.


Britanya'da 13. cumaya denk gelen her gün kazalar %52 daha fazla oluyor.


Amerika'da 17 ile 21 milyon kişi 13. cumadan korktuğu için gündelik işlerini yerine getiremiyor.

vs vs vs

Ve

İstanbul'un fethedilişi 1453; 1+4+5+3= 13 :D müslümanların mübarek saydıkları gün de cuma.

Burdan çıkarılacak sonuç şudur, kim korkarsa korsun 13. cumalardan; bizim korkmamızı gerektirecek hiçbir neden yok. Hatta herkes benim gibi gayet de sevmeleri 13. cumaları :)

N.

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Güngör Dilmen'e

Ben Anadolu'yu izlediniz mi bilmem. Tam bir baş yapıt. Yıldız Kenter tek başına oynamıştı o oyunu, izleyeniniz izlemiştir. Ben henüz küçüktüm ve o oyuna gidecek kadar para biriktirememiştim, biraz pahalıydı biletler.

Eskişehir'de izledim ben ve oyunun çıkışında resmen dağılmıştım.

Hayatımın şu noktasına kadar seyrettiğim en mükemmel oyun Ben Anadolu'dur. Bir daha da Güngör Dilmen'in hiçbir oyununu izleyemedim. Eminim hepsi birbirinden mükemmellerdir.



Şimdi yokluğunu kabul etmek çok zor. Ama sen rahat nefes al Güngör Abi, en azından İzmir'desin, korkma; hiç kimse hiç bişey yapamaz burda tiyatroya. Sokakta oynanır yine oynanır; biz sokakta seyretmeye de para veririz, zorumuza da gitmez; yeter ki devam etsin tiyatro.

Sevgiyle kal Güngör Abi.
Huzurla kal.
Bizim için dua et ki şu başımızdaki kendini bilmezler bir an önce defolsun.
Ya da cesaretimizi toplayıp biz defedelim onları.
Öperim.
N.

10 Temmuz 2012 Salı

Sabır

Ben bu dünyanın devri devran-ını
İzzeti nefsini sikeyim
Yansın bu ibneler
İtfaiyenin su veren hortumunu sikeyim
Ben Mecnun muyum bir am için çöllere düşeyim
Verirse verir
Vermezse Leylayı da sikeyim

Neyzen
.

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Acımasızca geçip giden zamandan gariye kalan sadece yalnızlıklarımızdı.

Doğuyoruz, başımızda birsürü hemşire, doktor sonra eve gidiyoruz geriye kalan ailemiz ve biz.
Okula gidiyoruz, biçok arkadaş ediniyoruz, oynayabileceğimiz ve konuşabileceğimiz, okul bitiyor ve bir tomar insandan geriye birkaç kişi kalıyor.
İşe gidiyoruz, çalışma çevresinden birçok arkadaş ediniyoruz; o işten ayrılıyoruz sonra, iş arkadaşlarınızın hiçbiri yok.

Hayatımız boyunca dönemlik ve duruma göre arkadaşlar ediniyoruz tanıdık demek daha doğru olur onlara. Müzik öğrenmek istiyorsunuz kurstan arkadaşlarınız oluyor, yüzüyorsunuz arkadaş çevreniz bi anda yüzücü oluyor, yürüyüşe çıkıyorsunuz çevreniz yürüyüşçülerle doluyor. Her hareketinizde, hissettiğini her şeyde yaptığınız her davranışta arkadaş çevreniz duygularınıza uyumlu olarak değişiyor.



Fakaat. Öyle bir arkadaş çevreniz ve aileniz vardır ki sevgili insanlar, siz sıçsanız da; etrafınızı ve kendinizi bok etseniz de; kuruş paranız kalmasa ve sosyal statünüzden düşseniz de o arkadaşlar yanınızdan asla ayrılmaz. Tabi arkadaş değillerdir artık, dost kategorisine doğru emin adımlarla yürüyorlardır.

Zaman ne kadar acımasız geçerse geçsin yanınızda olurlar. Üzülseniz de bozulsanız da o lise, üniversite ya da çalışma ortamından edindiğiniz arkadaşlar kalıcı değildir. En sağlam arkadaşlar çocukluğunuzdan gelenlerdir. Sizi uğraştırmaz, verdiğiniz iyi ya da kötü herhangi bir tepkide bocalamaz, nerde ne yapabileceğinizi kestirir, nasıl hissedebileceğinizi daha iyi tahmin edebilir, size sandığınız kadar fazla kırılıp darılmaz çünkü bilir ki onu en fazla anlayabilen, ona huzur ve sadakat verebilen insanların arasındasınız. Ne olursa olsun onun yanındasınız.

Yukarıda saydıklarım nedeniyle çocukluğunuzdan gelen her ne olursa olsun ona yeterli kıymeti verin ki yaşlanırken sırf çocukluğunuza değer vermediniz diye hayat acımasız ve yalnız geçmesin sizlere.

Sevgi ve huzurla kalın.
N.