13 Eylül 2022 Salı

Arkadaşlık üzerine

 Gerçek arkadaşlık der Aristotales, “İki bedende bir ruhtur, aynı zamanda bir insanın dostu kadar da ruhu vardır.”


Dostluk kavramı hakkında yazmayacağım, fikrime ve deneyimlerime göre arkadaşlıktan çok daha yüksek bir noktada ve varolması oldukça zor.

Şu korkunç klişe şarkı sözü var hani “..biz büyüdük ve kirlendi dünya”, arkadaşlık da bunun gibi mi? Aslında kirlenen hiçbir şey yok, hep kirliydi. Biz; saf, temiz düşüncelerimiz, yargısız iletişimlerimiz, oturmayan karakterlerimizle arkadaşlığın gerçekten varolabileceğine mi ikna olmuştuk.

Hiçbir çıkar gözetmeyen, en pür arkadaşlıklarda bile bir çıkar vardır, seviyoruzdur ve karşılığında sevilmeyi bekleriz. Daha deneyimsiz olduğumuz, pek çok duyguyu daha az tanıdığımız yaşlarda diğer insanlar bizim için daha katlanılırdır. Az beklenti içindeyizdir ve bunların karşılanıp karşılanmamasını da çok umursamayız.

Kriterlerimizin az olduğu küçük yaşlarımızda, içinde bulunduğumuz ortamlarla birlikte gelen eskaza; üzerine çok da düşünmediğimiz, düşünmeyi de bilmediğimiz arkadaşlıklar ediniriz. Büyürüz, karakterimiz oturur, ne istediğimizi bilir hale geliriz. Bir iş sahibi olur, belki bir ilişki, bir çocuk. Maddi manevi farklılıklarla birlikte zamanla daha iyi öğrendiğimiz duygular devreye girer. Mutluluk, korku, şaşkınlık, iğrenme, utanç, öfke, ilgi. Artık zannettiğimiz arkadaşlıkları terk etme zamanımız gelmiştir. Şu anki bize uygun arkadaşlar bulmalı ya yorulduğumuz için bununla hiç uğraşmamalıyızdır.

Korona sürecinin arkadaşlık kavramını fazlasıyla etkilediğine, kendi kendine daha çok kalan bizleri, kendimizle ilgili düşünmeye ve artık toksik sayacağımız ilişkileri bitirmek konusunda iyi bir itici güç olduğuna inanmıyorum. Bangır bangır arkadaşlık konusunda avrupaya benzemediğini bağıran türk halkının arkadaşsızlığa avrupalılardan daha hevesli olması oldukça trajikomik.

Aristotales’e dönersek, canım sana göre çoğumuz ruhsuzuz artık.

N.