Kütahya daydık kardeşimle dün sabah. Sabahın 5 inde bi yer arıyoruz; neresi olduğunu hatırlamıyorum. Bir göbekten üç yola ayrılan bi nokta yanında yaşlı bir adamla, Alp'i görüyorum, sırtından görüyorum ama o olduğuna eminim. İşi gücü vardır, İzmir'de görüşürüz diyorum seslenmiyorum. Devam ediyoruz yolumuza.
Akşam büyük bir panayır var şehrin meydanında ve her yer hem boz gibi hem de sıcacık. Tabi ısıtan şey eğlence ve coşku sadece; hava kesinlikle ısıtmıyor. Meğer panayırın organizatörleri Alp ve yanındaki adammış; aynı zamanda bi belgesel mi sinema mı ne çekmeye gelmişler buraya; ondan tam emin değilim. Bayağı bi lafladık.
Ben diyor bunun deli gibi eğitimini aldım kaç yıl. Öyle kıçı kırık adamlar geliyor, ne okumuş ne bişey; yapmaya kalkıyor bu işi. Olmaz efendim diyor. Oldukça sağlam saydırıyor. Aslında ben de bunu yapmak istediğimi söylüyorum, senin bir birikimin var ama yine de çok zor; çok okumalısın, çok seyretmelisin diyor, bu arada yürüyoruz; yapılan panayırın ve yakılan ateşin karşısındaki halk binasına gidiyoruz, orda konaklamışlar birkaç gün, eşyalarını toplayacak ve saat 12 civarı gidecek. Halk binası neresi biliyor musunuz? "Dallas of the Flora" Alp'in kaldığı daire de Osman'nın yaşadığı ve terk ettiği daire.
Hazırlığını tamamlıyor, o hemen gidecek; biz ise biraz daha kalacağız. Sımsıkı sarılıyoruz, garip bir şey oluyor, açıklayamıyorum. Ardıma bakmadan ve bir daha görüşmeyecekmişiz gibi çıkıp gidiyorum kapıdan. O benim çok sevgili bir arkadaşım; hiç değilse farkı zamanlarda da olsa aynı yoldan aynı şekilde geçtik.
N.
Akşam büyük bir panayır var şehrin meydanında ve her yer hem boz gibi hem de sıcacık. Tabi ısıtan şey eğlence ve coşku sadece; hava kesinlikle ısıtmıyor. Meğer panayırın organizatörleri Alp ve yanındaki adammış; aynı zamanda bi belgesel mi sinema mı ne çekmeye gelmişler buraya; ondan tam emin değilim. Bayağı bi lafladık.
Ben diyor bunun deli gibi eğitimini aldım kaç yıl. Öyle kıçı kırık adamlar geliyor, ne okumuş ne bişey; yapmaya kalkıyor bu işi. Olmaz efendim diyor. Oldukça sağlam saydırıyor. Aslında ben de bunu yapmak istediğimi söylüyorum, senin bir birikimin var ama yine de çok zor; çok okumalısın, çok seyretmelisin diyor, bu arada yürüyoruz; yapılan panayırın ve yakılan ateşin karşısındaki halk binasına gidiyoruz, orda konaklamışlar birkaç gün, eşyalarını toplayacak ve saat 12 civarı gidecek. Halk binası neresi biliyor musunuz? "Dallas of the Flora" Alp'in kaldığı daire de Osman'nın yaşadığı ve terk ettiği daire.
Hazırlığını tamamlıyor, o hemen gidecek; biz ise biraz daha kalacağız. Sımsıkı sarılıyoruz, garip bir şey oluyor, açıklayamıyorum. Ardıma bakmadan ve bir daha görüşmeyecekmişiz gibi çıkıp gidiyorum kapıdan. O benim çok sevgili bir arkadaşım; hiç değilse farkı zamanlarda da olsa aynı yoldan aynı şekilde geçtik.
N.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yap