9 Temmuz 2012 Pazartesi

Acımasızca geçip giden zamandan gariye kalan sadece yalnızlıklarımızdı.

Doğuyoruz, başımızda birsürü hemşire, doktor sonra eve gidiyoruz geriye kalan ailemiz ve biz.
Okula gidiyoruz, biçok arkadaş ediniyoruz, oynayabileceğimiz ve konuşabileceğimiz, okul bitiyor ve bir tomar insandan geriye birkaç kişi kalıyor.
İşe gidiyoruz, çalışma çevresinden birçok arkadaş ediniyoruz; o işten ayrılıyoruz sonra, iş arkadaşlarınızın hiçbiri yok.

Hayatımız boyunca dönemlik ve duruma göre arkadaşlar ediniyoruz tanıdık demek daha doğru olur onlara. Müzik öğrenmek istiyorsunuz kurstan arkadaşlarınız oluyor, yüzüyorsunuz arkadaş çevreniz bi anda yüzücü oluyor, yürüyüşe çıkıyorsunuz çevreniz yürüyüşçülerle doluyor. Her hareketinizde, hissettiğini her şeyde yaptığınız her davranışta arkadaş çevreniz duygularınıza uyumlu olarak değişiyor.



Fakaat. Öyle bir arkadaş çevreniz ve aileniz vardır ki sevgili insanlar, siz sıçsanız da; etrafınızı ve kendinizi bok etseniz de; kuruş paranız kalmasa ve sosyal statünüzden düşseniz de o arkadaşlar yanınızdan asla ayrılmaz. Tabi arkadaş değillerdir artık, dost kategorisine doğru emin adımlarla yürüyorlardır.

Zaman ne kadar acımasız geçerse geçsin yanınızda olurlar. Üzülseniz de bozulsanız da o lise, üniversite ya da çalışma ortamından edindiğiniz arkadaşlar kalıcı değildir. En sağlam arkadaşlar çocukluğunuzdan gelenlerdir. Sizi uğraştırmaz, verdiğiniz iyi ya da kötü herhangi bir tepkide bocalamaz, nerde ne yapabileceğinizi kestirir, nasıl hissedebileceğinizi daha iyi tahmin edebilir, size sandığınız kadar fazla kırılıp darılmaz çünkü bilir ki onu en fazla anlayabilen, ona huzur ve sadakat verebilen insanların arasındasınız. Ne olursa olsun onun yanındasınız.

Yukarıda saydıklarım nedeniyle çocukluğunuzdan gelen her ne olursa olsun ona yeterli kıymeti verin ki yaşlanırken sırf çocukluğunuza değer vermediniz diye hayat acımasız ve yalnız geçmesin sizlere.

Sevgi ve huzurla kalın.
N.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yap