27 Haziran 2011 Pazartesi

+1 Yıl, Özlemek varken, tüm çırpınışlar çaresiz.

Ufaklığımdan beri hayatımdaki hemen herkesin doğum gününü öğrenmiş ve burcuna göre, “Şu şunu yaparsa kızmamak lazım, e doğasında var napalım.” Derdim. Hepsinin de doğum gününü kutlar şaşırtırdım onları, nerdeyse 365 gün kutlanacak bir doğum günü vardı. Mutlu olduklarını hissederdim ve ben de haz duyardım onlara bunu yaşattığım için. Sonra baktım ki nerdeyse 10-15 yıla yakın hep doğumunu kutladığım insanların beni pek umursadığı yok. Başlarda karşılık beklemezdim yani son iki yıla kadar, sonra “Bu insanlar hiç mi merak etmez, bunca yıl tek bir sefer kaçırmadım; insan biraz nezaketli olup bana da bir mutlu yıllar demez mi?” diye düşünmeye başladım. Çok da bir önemi yoktu belki kutlamalarının ama, nezaket bekliyordum işte. Vazgeçtim bu işten. İki yıldır bana yakın nerdeyse sadece 9 kişiden başka hiç kimsenin doğum günü umurumda değil. Hatta baktım kim hiç kaçırmadığım doğum günlerini artık hatırlamakta zorluk çekiyorum.

Hepimiz büyüyoruz, farkındalıklarımız gelişiyor, değişiyor; eskiden müthiş önemli olan şeylerin artık hiçbir ehemmiyeti yok. İnsanlar unutuluyor, yaşanmışlıklar, paylaşılmışlıklar unutuluyor.


Haziran 9’dan beri içtiğim biralar öyle acı ki.. Arpası Ankara’nın mıdır, İstanbul’un mudur Yoksa özlemenin midir bilmem.


Sevgi, sağlık ve güvenle kal Vladimir Valentinov Sergeyev.

Seni çok seviyorum.

Nadejda Svetoslavova İvanova 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yap