5 Nisan 2012 Perşembe

Don Kişot - Miguel De Cervantes Saavedra - Aylak Okuyucu!

Yazardan Okuyucuya;

İki hafta önce yazarın hayatını okumuştum, geçen hafta da şu kısmı.

Aylak Okuyucu!
Diye başlıyor :) durup devamını okumadan önce iki saat güldüm :) Hapiste yazmaya başlamış Don Quijote'yi.

"En kısır ilham perilerini bile harekete geçirip, onlara herkesi hayran bırakacak, doyuracak meyveler verdiren şey, dinlenme; rahat bir yer; kırların tatlılığı; göğün dinginliği; derelerin mırıltısı; zihnin esenliğidir." der.

"Düşüncelerinde özgürsün, en yüksek yerdeki bir insan kadar yetkilisin, kendi evindesin ve ORDA KRAL SENSİN." Hapishane bana vız gelir diyor Miguel, benim düşüncelerimi hapsedemezsin; iş için düşündüklerimi harfiyen söylüyor bana. Beynim bana ait, kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın, ben düşüncelerim kadar var olabilirim evrende. Hayallerim kadar...

"İtiraf edeyim ki okuduğun şu özdeyişi yazmak, bana hikayenin kendisinden daha zor geldi, birkaç kez kalemi elime aldım ne yazacağımı bilemeden bıraktım. Birgün yine ne yazacağımı düşünürken bir dostum geldi. Beni bu kadar düşünceli hiç görmediğini söyledi ve nedenini sordu. Ona açıkça söyledim.
Özdeyişi yazma işi pek zoruma gittiği için bu soylu şövalyenin maceralarını yayımlamaktan vazgeçmek üzere olduğumu söyledim. Zeka ve bilgi belirtilerinden, açıklamalardan, dipnotlardan yoksun dal gibi kupkuru bir kitapla okuyucunun karşısına nasıl çıkarım? Diğer yazarlar gibi felsefecilerden, bilginlerden örnekler yok, kutsal kitaptan cümleler yok. Onlar çok iyi yapıyor bunu hem de öyle yakıştırıyorlar ki, önce katıksız bir dinsizi anlatıyorlar ama hemen ardından küçük bir hristiyanlık vaazı çekiyorlar (Nikolayeviç Tolstoy'un Levin için söyledikleri gibi di mi :D) , eh bu vaazı dinlemek yada okumak zevkli oluyor doğrusu. Kitabım bunlardan yoksun kalacak hattan hangi yazarlardan etkilendiğimi bile bilmiyorum. Meslektaşlarım gibi Aristo'dan başlayıp Zoilo ya da Zeuxis'le biten bir liste oluşturamadım. Başkalarına başvurmadan çok iyi anlatabildiğim birtakım şeyler için yazar avına çıkmayacak kadar tembelim."

Miguel'in bu sözleri üzerine dostu; Düşündüğü şeylerin saçma olduğunu, basit bir özdeyiş yazamadığı için insanları bu soylu şövalyenin maceralarından yoksun bırakmasının gereksiz olduğunu söyler. Diğer düşünceleri için de; Bikaç sayfada ya da bölümde bir bir cümle yaz ve eski yunanda bilmem kime aittir de, kimse merak etmez ve araştırmaz; ya da bir İstanbul bilginin adını ver, İstanbul'a mı gidecekler sence araştırmaya? Hiç sanmıyorum. Resimle alakalı cümleler kurarken bir ressamın cümlesini, felsefik şeyler söylerken bir felsefecinin cümlesini, ne bileyim bir kaleden bahsediyorsan bir kralın kaleler hakkında söylediğini sıkıştır araya, insanlar çok etkileneceklerdir. Vs vs. birsürü öğüt veriyor ona.

"Dostumun konuşmasını sessizce dinledim, ileri sürdüğü fikirler beni öyle etkiledi tartışmasız kabul ettim. Seni böyle ünlü ve saygın bir şövalyeyle tanıştırdım diye çok övünmek istemem ama seyisi, bitirim Sancho Panza'yı tanıştırdığım için bana minnet duymalısın, onun kişiliğinde seyislere yaraşan ve şövalye romanlarında dağınık olarak rastladığımız bütün nitelikleri topladım sanıyorum.

İşte böyle okurum,
Tanrı sana sağlık versin, Beni de unutmasın.
Hoşça kal."

Miguel De Cervates




Ne kadar samimi ve içten di mi? İnsanı yakın bir arkadaşıyla sohbet ediyormuş gibi hissettiriyor. Bi de okusanız..

Ben çok sevdim seni Miguel.
Tanrı seni unutmasın, Bana da sağlık versin.
Hoşça kal.
N.


1 yorum:

  1. Hasibe Öztürk6 Nisan 2012 12:54

    Bence Don Qijuiooot  aynı Yiğit Özgür'ün karikatürlerindeki hunililere benziyor

    YanıtlaSil

Yorum yap