Tren Ankara'ya gidiyordu..
Ve ben artık büyük umutlardan, bütün büyük devrimlerden vazgeçmiştim.. Artık sadece küçük ve anlamlı şeyler bekliyordum hayattan..
Kimsenin aklına gelmeyen, ama yine de sıradan, hayat kurtaran iyilikler;beni bu zalim zamandan kurtarıp ruhumu arındıran anlamlı sohbetler, dostça yakınlıklar, insana yaşama sevinci veren küçücük incelikler bekliyordum artık hayattan..
Tren Ankara'ya gidiyordu.. Elimde Dostoyevsky'nin mektupları vardı..
Ey zorba! Ey hayatı Emir'le yıkayan! Zulmet ki tez vakit yıkılasın.
(Zry! Hb! En parlak yıldız üçümüzün olsun ve kaysın(!) tüm dileklerimize.)
Ve ben artık büyük umutlardan, bütün büyük devrimlerden vazgeçmiştim.. Artık sadece küçük ve anlamlı şeyler bekliyordum hayattan..
Kimsenin aklına gelmeyen, ama yine de sıradan, hayat kurtaran iyilikler;beni bu zalim zamandan kurtarıp ruhumu arındıran anlamlı sohbetler, dostça yakınlıklar, insana yaşama sevinci veren küçücük incelikler bekliyordum artık hayattan..
Tren Ankara'ya gidiyordu.. Elimde Dostoyevsky'nin mektupları vardı..
Ey zorba! Ey hayatı Emir'le yıkayan! Zulmet ki tez vakit yıkılasın.
(Zry! Hb! En parlak yıldız üçümüzün olsun ve kaysın(!) tüm dileklerimize.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yap