4 Mayıs 2009 Pazartesi

Beyaz Diş / Jack London



Bu ışık duvarı çok acayipti. Babasının, ışığın içine doğru yürüyerek kaybolup gitme özelliği vardı. Gri yavru bunu bir türlü anlayamıyordu.
Yavru Kurt, ağaçların arasında yürüdü. Aynı anda onları hem gördü hem kokularını aldı. Önünde, arka ayakları üzerinde duran, daha önce hiç görmediği cinsten beş canlı duruyordu.
Kurtlara özgü o yakınlıktan hoşlanmama dürtüsü onda fazlasıyla vardı. Başka bir bedenle uzun süre temas halinde olmaya dayanamıyordu. Bu onu çılgına döndürüyordu. Uzak olmalıydı o, öazgür.. Kendi başına olmalıydı ve hiçbir canlıyla gereksiz yere fazla temasa girmemeliydi.

Karamazov Kardeşler'den sonra okuduğum en Mükemmel kitaptı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yap