25 Aralık 2012 Salı

Don Kişot - Cervantes Final

Bikaç gün önce bitirdim kitabı, yani hemen hemen 1000 küsur sayfa dokuz ayda bitti. :D Kendi kendinize ön yargılı konuşmalara başlamayın lütfen, bu kızın işi gücü var, yemek yapması gerekiyor bazen, bazen eğlenmesi gerekiyor, sevişmesi gerekiyor e bunların hepsi zaman isteyen şeyler doğal olarak her gün kitap okumaya zaman ayıramadım ve netice bu. Neyse.

Daha önce bahsettiğim gibi, insanların tepkilerine çok içerlemiş büyük ihtimalle Miguel ve ikinci bölümde ilk bölümde mağripli bir yazarın Don Qijote üzerinden ne kadar gerçeklik payı az, ne kadar safsatalarla dolu ve ne kadar gereksiz bir kitap yazdığına değiniyor her fırsatta. Öyle delice maceralara atılmıyor bu bölümde, halkın tepkisi korku yaratmış üzerinde Miguel in, belki para kazanamama korkusu, belki kral ve halk tarafından dışlanma korkusu.. Kendi kitabını neden aşağılar insan?

Aslında sadece ilk bölümün yayınlandığı kitabını dışlamıyor ikinci bölümü de dışlıyor, yani kitabın içinde o kitabın ona ait olmadığını vurgulayıp duruyor, o böyle yaptıkça hem nedenini düşünüyorsunuz hem de Don Qijote'yi hakikatten yaşamış gibi hissediyorsunuz.

İlk bölümdeki gibi karşılaştıkları kişilerin hayat hikayelerine değinmiyor; bu konuda olumsuz eleştiriler almış; aslında yazmak istediğini belirtiyor ama insanların ne kadar acımasız eleştirdiğini bilemiyoruz tabi; bana sorarsanız o hikayelerin anlatılması çok hoşuma gitmişti. İkinci bölümde Don Qijote ve Sancho'nun karşılatığı herkes ilk kitaptan haberdar, Mağripli yazarın yazdıkları doğrultusunda ikisini de çok iyi tanıyorlar fakat Qijote ve Sancho'ya yazılanları katiyen kabul ettiremiyorlar.

Biliyorsunuz Miguel elini kaybetmiş Türk'lerle savaşırken, Türk'lere esir düşmüş vs. Öfkesini kitapta çok rahat görebiliyoruz, nerdeyse tüm kötü adamlar türk, bir yerden bir kötülük gelecekse türklerden geliyor ama şu da var ki tasvir edilen türklerin hepsi irikıyım, yenilmez adamlar ve beyinleri yok gibi konuşuyor Miguel :) (Haksız da sayılmaz, beynimizi iyi kullanabiliyor olsaydık başımızda bu hükümet olur muydu?) Bak o zaman keşke kızgın olduğun kadar biraz ileri görüşlü olabilseydin de şimdilerde seni türklerin de okuyabileceğini ve seni sevebileceklerini düşünebilseydi; su serper miydi yüreğine bu düşünce? Yoksa olmaz olsunlar mı derdin?

Ön yargılarını, kuşkularını, hislerini, kalp kırıklığını öylesine derinden hissediyorsunuz ki; özellikle ikinci bölümde ağır basıyor olmasına rağmen tüm kitap onun gibi düşünmenize neden olabiliyor. Üzülüyorsunuz, keşke biraz üstesinden gelebilseymiş diyorsunuz; bir iki çok minik hata nedeniyle nerdeyse tüm kitabı yakmış eleştirmenler ve bu Miguel'e fazlasıyla yansımış.

Adamım sen dünyadaki ilk romanı yazdın biliyor musun? Bilsen daha az korku ve çok daha fazla cesaretle delice şeyler yazardın belki ama böyle de çok okunası.

Bu mükemmel kitap için teşekkürlerimi sunuyorum sana.
Türk'üm bu arada Miguel.
Öperim.
N.
     
                                                 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yap