8 Aralık 2012 Cumartesi

Mümin Sekman - Her şey Seninle Başlar (Notlar-2)

Tavern, Çoğumuz başarılı olmak için acı çekmiyoruz, acı çektiğimiz için başarılı oluyoruz. Her başarılı insanın içinde dışarıdan görünmeyen yaralar vardır. En görkemli başarılar yüreği yanan insanlardan çıkar.

-Başarılı olma yolculuğuna çıkmadan önce başarı tanımınızı, Başarı sizce nedir? ve başarı kriterinizi Başarılı olduğunuzu nerden anlayacaksınız? belirlemeniz çok önemlidir.

İnsanlar başarı tanımlarının ötesine pek gidemezler, tanımınızdaki sınırlayıcılığa dikkat edin.
"Bir işi 6 milyar kişi içinde en iyi yapabilen sen ol."


-Nasıl başarılı olunabileceğini nasıl öğrenirsiniz
1-Başarılı olmak üzere yazılmış analiz kitaplarından
2-Biyografi kitaplarından
3-Seminer, konferanslardan
4-Kişisel gelişim uzmanları, kariyer danışmanlarından
5-İnsan gelişimine önem veren şirketlerde çalışarak
6-Başarılı insanlarla çalışarak

-Nasıl başarılı olunabileceği üzerine sürekli kafa yorun. Yaşadığınız her başarı ve başarısızlıktan sonra; yaptıklarınız ve yapmanız gerektiği halde yapmadıklarınız üzerine düşünün.

-Neyi başarmak istediğinizi biliyorsunuz
Niçin bu hedefi istediğinizi de biliyorsunuz
Hedefe ulaşabilmek için neler yapmanız gerektiğiniz de biliyorsunuz
Hedefinize nasıl ulaşabileceğinizi de biliyorsunuz

(Ama yapmıyorsunuz, bu atalettir diyor Mümin Sekman)

-Bugün yapmadıklarının(ataletinin) gelecekteki sonuçları neler olacak?

-Eyleme geçmek için mükemmel hale gelmeyi beklemeyin, mükemmelliyetçiliğin yerine sürekli iyileştirme felsefesine göre hareket edin.

-Periyodik olarak, bir şeyler başarmalıyım; inancını besleyin.

-Önemli işlere öncelik verin "En büyük bilgelik, neyi ihmal etmemek gerektiğini bilmektir."

Jacob Riss, Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur, onu seyrederdim. Adam belki yüz kere vururdu taşa ama değil kırmak küçücük bir çatlak bile oluşturamazdı. Sonra birden yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverirdi. İşte o zaman anlardım ki, taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdi.

-İnsanlar ikiye ayrılır,
1-Saydıcılar (söylemci)
2-Rağmenciler (eylemci)

Saydıcılar, sürekli niye yapamadıklarını anlatmaya kafa yorarlar, nasıl yapabileceklerine değil. Saydıcılara cevap yetiştiremezsiniz, hiçbir şey bulamazlarsa şöyle derler, "Bende bu saydı mantığı olmasaydı, ben de başarılı olurdum." Altına imzamı atabileceğim tek "saydı" cümlesi budur.

Rağmenciler, bulundukları herhangi bir durumda nasıl başarılı olacaklarına kafa yorarlar. Şimdi ve bu şartlarda elimden gelenin en iyisini nasıl yaparım.

-Yaşadıklarımızdan çıkardığımız öğrenilmiş çaresizlik dersleri üç şeyi unutmamıza neden olur,
1-Daha büyük bir hayatı hayal edebilmeyi
2-Daha fazlasını başarabilme öz güvenini
3-Bir daha deneme cesaretini

-Öz güvenimiz başkalarının bizi nasıl gördüğünden çok, bizim kendimizi nasıl gördüğümüze bağlıdır.

-Öz güven ve güvensizlik bulaşıcıdır. Öz güveni yüksek insanlarla birlikte yaşadıkça hayatı onlar gibi algılamayı öğreniriz.

-Deneyip beceremediğim bir durum olursa, "Şu andaki bilgi ve beceri seviyemle bunu yapamıyor olabilirim ama bir insan yapabilmişse, ben de insansam, ben de yapabilirim. Nasıl yapıldığını öğrenir, ben de yapabilirim. Gerekli zamanı, çabayı ve enerjiyi harcarsam ben de yapabilirim." diye düşünürdüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yap